Patronsuz Medya

Klasik çizgi romanın doruğu: Ken Parker

Necdet Şen - 7 Temmuz 2001  


Sanırım Türkiye'de kıymeti en çok bilinen, karizması en tartışılmaz olan yabancı çizgi roman kahramanı Ken Parker olsa gerek. Belki onu biraz geriden burun farkıyla Martin Mystere izler.

Çocukluk günlerimize (özellikle de benimkine) damgasını vuran Tommiks ve diğerleri: Teksas, Zagor, Kaptan Swing, Kinowa, Tom Braks, Zembla ve daha it sürüsü kadar fabrikasyon İtalyan çizgi romanıyla kıyaslanamayacak bir entellektüel tad ve derinlik taşır Ken Parker'ın serüvenleri.

Nasıl ki Sergio Leone, İtalya'dan çıkıp da o güne kadar yapılagelmiş vahşi batı filmlerine yepyeni bir lezzet ve çizgi dışı estetik katmış, tam bir salon beyfendisi olan western kahramanları onunla birlikte "iyi, kötü, çirkin" yönleriyle, bin bir dalavere ve zaaflarıyla "kahraman" ikonolojisini tersyüz edip Hollywood sinemasına çağ atlatmışsa (ki ikinci çağ atlatan serserinin Hollywood'dan çıkan yamuk suratlı Quentin Tarantino olduğunu düşünürüm Pulp Fiction adındaki başyapıtı ile, ama bu başka bir mevzu), Ken Parker çizgi romanıyla da Berardi & Milazzo ikilisi bir kez daha western edebiyatına keskin bir viraj döndürmüştür.

Yukarıdaki uzun cümleyi bir okuyuşta anladınız ve buraya geldinizse, şöyle sürdürelim: Ken Parker, klâsik çizgi romanın doruğudur.

Eh, yukarıdaki giriş cümlelerinden sonra kim bilir neler döktüreceğimi düşünüyorsanız, feci faka bastınız demektir. Şimdilik sadece bu kadar. Yazının devamı, "Allah kısmet ederse" tatilden dönüşte.

Hatta belki hızımı alamayıp, Pulp Fiction ve Quentin Tarantino konusuna bile uzayabilirim.

Siz şimdilik bizim yakışıklı Ken Parker'ın tipsiz lolita Pat O'Shane ile birkaç kitaplık serüveninin kapağıyla oyalanın. Hatta sıkı bir sağ klikle, bir haftalığına duvar kâğıdı yapın parmağınıza ip bağlamak mahiyetinde, ki geldiğimde bana hatırlatırsınız yazının gerisini yazmam gerektiğini.

Hadi eyvallah.

Yorumlar

Ken Parker'i hortlatmak gibi olacak, ama, Derkenar'daki tüm yazılarınızı kronolojik olarak geriye doğru okuduğumdan yeni fark ettim. Seksenli yıllarda 'Alaska' okuyan bir Ken Parker muhibbini yazının devamını getirerek çok sevindireceksiniz.

Şemsettin Oruk - 29 Temmuz 2010 (14:23)

Ken Parker'ın yeni bir takipçisi olarak nette aratırken Derkenar'da sizin de konudan bahisle kısa bir girizgâh yaptığınızı görmek hoşuma gitti doğrusu. Bu aralar bu konuya devam etmeyi düşünmez miydiniz? Çok keyifli başlamışsınız zira yazıya…

Çağatay Uz - 11 Ağustos 2010 (00:46)

Ken Parker hakkında bir şeyler yazmaya niyetlenip de konuyu nadasa bırakmamın üstünden 11 yıl geçmiş. Aceleye gerek yok tabii, bir ara yazarız inşallah devamını.

Fakat yukarıdaki iki yorumu tesadüfen görünce "keşke bu konudaki -yine aynı günlerde açılmış- diğer başlığı da hatırlatsaymışım onlara" da demedim değil.

Necdet Şen - 21 Haziran 2012 (12:09)

Fikri takip kavramını yanlış kullandığımı baştan kabul ederek, Ken Parker yazınızı ne zaman yazacağınızı merak ediyorum. Fikri takipte!

Şemsettin Oruk - 6 Ekim 2015 (13:55)

Galiba Ken Parker dolaylarından başlayıp, çizgi romanın dili, nereden gelip nerelere gittiği (ya da niçin zaman dışı kalıp bittiği) konusunda biraz kalem oynatmak, zamanında o işlere bulaşmış biri olarak konunun meraklılarına borcumdur.

Eyvallah, borç borçtur ve yiğidin kamçısıdır. Ne var ki bu yiğit bir süredir (vasatî 3 senedir) ziyadesiyle takıntılı bir biçimde menhus bir meseleye odaklanmış ve haliyle gayet sıkıcı bir insana dönüşmüş durumda. Ağzım bozuk, dilim acı…

Bir gün, hayatımızın akışı mevsim standartlarına dönüştüğünde, memleket hâlâ tek parçaysa ve yerindeyse, lastik botlarla komşu adalara sıvışmamışsak, ya da bir kaşık suda boğulup ölmemişsek, yani bu hakir hâlâ hayattaysa ve bunamamışsa ve bu mecmuayı hâlâ ziyaret eden birileri kalmışsa…

Söz, üşenmeyip en kallavisinden müzik, sinema ve çizgi roman yazıları yazacağım.

İnan ki çok özlüyorum sadece sanattan, bikinili kızlardan, kokteyl tariflerinden falan bahsedeceğimiz günleri. Ama bu aralar ben de herkes gibiyim: Hıyar gibi hissediyorum.

Böyle cacığa rakı mı dayanır?

Necdet Şen - 7 Ekim 2015 (21:07)

diYorum

 

Necdet Şen neler yazdı?

56
Derkenar'da     Google'da   ARA