Patronsuz Medya

"Rütşvet davası'nın iddianaseminde…"

Necdet Şen - 28 Ağustos 2008  


Yukarıdaki veciz ifade Star'ın 17. sayfasında dün yayınlandı.

Hem de alt başlıkta.

Çuvaldızı kendimize batıralım tabii. Ama bilelim ki bunun gibi dikkatsizlik örnekleri neredeyse tüm gazetelerde var.

Yıl 2008, böyle şeylerin artık çoktan bitmiş olması gerekirdi.

Gazetelerden Tashih (düzeltme) servislerini kaldırdık. Masraf olmasın diye yeniden kurmak da istemiyoruz.

Ama böyle de olmuyor ki birader.

İletişim parazitleniyor.

* * *

Eskiden gazetelerin sayfaları mürettip denen kişiler tarafından harf harf dizilirdi.

O mürettipler her gün ellerinde cımbız, yüzbinlerce minicik harfi tek tek kutudan alır ve tersten okuya okuya dizerlerdi hurufat kasasına. Ama yine de bugün olduğu gibi vahim dizgi hataları olmazdı o gazetelerde.

Şimdi teknoloji aldı başını yürüdü. Quark Express'ten Freehand'e kadar neler neler var. Çek uzasın, tut dönsün. Tıkla, yazı sayfada. Bir tık daha, yazı kalıpta. Al sana istediğin kadar zaman ve işgücü fazlası, tepe tepe kullan, değil mi?

Ama öyle değil işte. Her nasılsa, gazetelerin başlıklarında bile inanılmaz dil imlâ bilgi mantık hataları oluşabiliyor.

* * *

Herhalde geçiş dönemi kazaları bunlar.

Ya da ucuz etin yahnisi.

Ama gene de anlayamadığım şeyler var. Artık bilgisayar teknolojisi o kadar ilerledi ki, birkaç kuruşluk masrafla şu anda çoğumuzun kullandığı Word programındakine benzeyen bir düzeltme programı yazdırılıp gazetelerin mevcut sistemlerine yerleştirilebilir.

O zaman sayfa başındaki dikkatsiz eleman başlıkta alıntıladığım türden bir yanlış yapsa bile program onu saptar ve düzeltir. Ya da "yanlış var" diye sayfa editörünü uyarır.

Hiç zor değil. Bu dediğim yazılımın basit bir uygulaması benim mütevazı web sitemde bile var.

"Nasıl yapılabilir" diye soracak olana daha ayrıntılı tarif vermekten kaçınmam.

Yeter ki şu gazeteleri Allah rızası için daha temiz pak çıkaralım.

Okurken ruhum yoruluyor.

Yorumlar

KİMSENİN OKUMADIĞI BİR ÜLKEDE YAZAR OLMAK

Okuma alışkanlığı aşılanmamış bir gençliğimiz var. Üniversite bitireninden bilim adamı sıfatı kazananına kadar bu ülkede okuma sevgisi kimsede yok. Yazıp çizenlerimiz çok ama okuyanımız yok. Günlük zevkimizi tatmin etmek için canımız ne istiyorsa bizler de onun peşinde koşuyoruz. Oysa insanı insan yapan onun bilgisi ve bilincidir. Ne kadar sağlıklı bilgi ve bilince sahipsek o kadar insanız. Bunu yapmak bizim elimizde, doğuştan özürlü olmamak yeterli. Hangi ülkede ve hangi ana-babanın çocuğu olarak hangi cinsiyette dünyaya geleceğimiz konularında elimizde bir şey ama bu konularda var. Neden okumuyoruz? Çünkü onun tadına varmamışız da ondan. Balın tadına bakmadan onu sevmek mümkün mü? Kimsenin okumadığı bir ülkede yazıp çizen ve bu konularda emek harcayan insanlara acımak geliyor içimden. Belki bir okuyan olur diye bu kadar emeği ve zamanı boşa harcıyorlar…… Kim bilir belki onlar da haklıdır… Bilemiyoruz…

M. Sadullah Sağlam - 31 Ekim 2008 (23:13)

Okuma sevgisinin kimsede bulunmadığına katılmak zor. Herkese sevdirilmesi gerektiğini de düşünmüyorum. "Yazıp çizenlerimiz çok" sa da, yazıp çizmek zaten yazarlık değildir; okuma yazma bilmenin okuryazarlık olmadığı gibi.

Yazıya değil, yoruma yorum oldu bu, okurlar ve Büdütör kusura bakmasın.

Candan Dinç - 8 Temmuz 2009 (00:10)

Soru: Aşağıda yer alan metin hangi dilde yazılmıştır? Ana fikri nedir?

"Merhaba, toplumlarin tumunde bu mevcutur, kendi idolkisin tasimyian, onlar gibi davrnmiyan cahildir. Yanliz özelikle sol akiminda bu daha keskinir, tipik mezhplerde oldgu gibi, kendi mezhebinde olmuyan, insan dahi olmaz, taniriy dahi inkâr eder vs vs Aslinda genlin bildigi gibi felsefede solipizim akim denilir bunlar. Onlar icin tek gecerli olan kendilerin dogurlardir, onlarin etrafinda gunse dogar, batar, onlar nefes alirsa alir, baskasi almaz. Onlar önerim Descarte okusun ve insanlar cahil demekten vag gecsinler, esas cahil onlarin oldugun da bilmek lazim. Kendi yasmalarin baskalrin yasamin merkez etmesin, manipüle edmediklerin, böyle basit kavramlar kulnarak alt edeceklerin sanirlar. Etneler ya.? Kimleri koyun der, kimleri cahil der, efendim anlamdi der vs, anltsaydiniz, okuma yazamsi dusukum veya okuma yazami bilmiyorlar, sözlu olarak anltsaydiniz. Örengi kimleri sordu nedir bu refaradum konus. Aslinda konuya pek vakif degilim ama genle olarak anladigim bazi yasa degiklikleri olcak vb Nasil yani sorlarken. Örengin cuntacilar yargi yolu acilcak, nasil yani dediler. Neden buradasin, poltikayla alâka olamdi ama evine baskinlar yapildi, cocuklarin basina namular daynadi, gözlerin önden insalar iskencde gecit, döcvuld, kizigin guneste köy meydanda toplandin, kufurler edile vs bunu neden yaptin hesabin sorcaksin. Ya da yegeni alip ki o yegenin asla ve asla poltikayla ilgenen degildi, kendi halinde ekmegin pesinde coucklarin bakiyordu, bir gece ansimiz gelip göturd ve bir daha görmedin, korkunda soramdi, soran dilkcesi dikat alinmadi. Bunu hesabina sorcaksin. Eh vala evet derim dedi bu bile yeter dedi, yarilancaksa, o hakkszilkar sorulcaks ki Evetcilerin en buyuk eksikligi, turkceyi anlamayan kurcteyle anlatmadilar ya da turkce bilipte hukkusal deyat inilmedi. TV birysel savas vardi acik acik Sener Yurdtapan beyi acik acik dile getirdi, Tv bakiyorum evciler veya haiyircilar neden derken, izliyorum paket dahi pek bir sey aciklanmiyordu, aciklamaya calisanda kaba saba bir sekilde karsi cikliyor ve polmikler alemine dönuyordu. En cok hayircilar söz keserken, evetcileri birde sucluyordular, kim zaman butun izlemde baska kanal gecerdim, bas agirsi yapiyordu o artam. Aydindiniz, okuyorunuz aydinlatin bilginile insanalri, ulkde iste cahil falan derler, yok su yok bu yurtdisinda efendim ucuncu dunya ulkesinde, uyum sagliyamdilar, sagliyamiyorlar, cogu eyitmiz su bu ne yapail su entel ablerin, ablarin insnlar bictigi elbise pek kolya dikliyorda. Su bas urtus konusunda ve mahale baskisinda sanki hic öncede yok mus, yeni varmis gibide dile getirmleri ayir bir aci. Saygilar"

İpucu: Bu bir okur yorumu ve Ahmet İnsel'in Radikal'deki Cahil halk sendromu adlı yazısının altında yer alıyor.

Necdettin Efendi - 14 Eylül 2010 (11:18)

diYorum

 

Necdet Şen neler yazdı?

495
Derkenar'da     Google'da   ARA