Sene 2008. Bir kez daha kurak bir yaz yaşıyor İstanbul şehri. Ve tabii herkes kendi meşrebine göre yorumluyor bu susuzluğu.
Bahçe sulamaya karşı çıkıp da sevgili arabacığını bahçe hortumuyla foşur foşur kırklayanından tut, her temizlik gününde banyonun küvetini tekrar tekrar doldurup bir hafta önce de yıkattığı tüm paspas ve kilimleri bir daha yıkatan ev kadınlarına kadar, herkesin öncelik sıralaması farklı.
"Su tasarrufu" denince çoğunluğun aklına "başkalarının kullandığı su" geliyor. Kendi yaptığımızın adıysa "temizlik".
O "temizlik" nehir ve gölleri kurutuyor ve kalan çok az suyu da köpür köpür köpürtüyormuş, kimin umurunda?
Yıllar önce karikatürist Tan Oral hepimizi güldüren bir espri atmıştı ortaya "Su Tozu" diye.
Bu su tozunu suya atıp karıştırıyordun, su oluyordu. O geldi şimdi aklıma.
Acaba bu fikirden hareketle, bakkallarda "temizlik günü suyu", "araba yıkama suyu", "imamın abdest suyu" gibi yapay sular satılsa ve "şu kadar alana bu kadar da alışveriş puanı" gibi kampanyalarla tanıtılsa, susuzluğa çare olur mu?
Ya da bir "su zabıtası" kurulsa meselâ ve her temizlik krizinde barajlarda su bırakmayan takıntılı ev kadınlarının ensesinde bitse?
Midesine kelepçe takılan obezler gibi, bu tarz su canavarlarının da kulak tozuna musluğu her açışında "sakin ol, dellenme, ev zaten temiz" diye fısıldayan mikroçipler yerleştirilse?
Biliyorum, mikroçipi de dinlemezler. Hem yerleri cifler hem de lâf yetiştirirler:
"Yok bacım, görmüyor musun, evi bok götürüyor!"
Ama valla ben yine de "su zabıtası" fikrimde ısrar ediyorum.
Gazetelerin üçüncü sayfalarında "her temizlik gününde tanker tanker su + kova kova deterjan tüketen Necla Hanım temizlik masası dedektiflerince gözaltına alındı" biçiminde haberler göreceğimiz günleri hasretle bekliyorum.
Necdet Bey'in "Kuraklığa çareler" başlıklı yazısında bahsettiği "su tozu" sahiden de bulunmuş. Amaç biraz başka ama gene de kuru su işte.
İşte haberi:
Bilim yaptı: Kuru su! (Radikal)
Nazmi Bilgen - 26 Ağustos 2010 (16:28)
Necdet Şen neler yazdı?
Necdet Şenin Bacısı gibi(14 Ağustos 2015)
Çatlakhayvan severin bir günü (27 Eylül 2012)
malmı
canmı? (9 Şubat 2010)
Rütşvet davası'nın iddianaseminde…(28 Ağustos 2008)
gıcık olduğunusöyle bana, kim olduğunu söyleyeyim sana (6 Ağustos 2008)
Suçlusun, çünkü az önce seni suçladım!(14 Temmuz 2008)
Dünyadan bîhaber kabilelerve bizim uygarlığımız (4 Haziran 2008)
Bir Koy Beş AlHolding'in satış temsilcileri (26 Ekim 2007)
Kötünün kaç çeşit tarifi var? (8 Kasım 2004)
Psikolojikman(21 Temmuz 2003)
yazarhaaa? vay canına! (11 Nisan 2003)
Ama ürünü tanıtmak lâzım(29 Eylül 2002)
çatlakmı? (18 Ağustos 2002)
huysuzgeliyor! (30 Temmuz 2002)
Ofis basmasıyıllarının fikir hayatı (20 Nisan 2002)
halk anlamazsafsatası (28 Mart 2002)
Şişmanlar ve
şişmanlara düşmanlar (23 Mart 2002)
Hızlı Gazeteci'yi bedavaya versene(11 Şubat 2002)
Film Gibi(1 Şubat 2002)
yobaza karşı (5 Kasım 2001)
Bana onun kellesini getirin!(30 Mart 2001)
Solcu Müslüman olmaz(7 Ekim 1989)
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.