Hiç bir zaman kartvizitim olmadı benim.
Bir kartvizitin üstüne yazdıracak adımdan başka neyim var, hiç bilemiyorum.
Kapı zillerindeki "Yük. Müh." ya da "Em. Büyükelçi" yazan kırpılmış kartvizitlere bakar bakar tebessüm ederim.
Ya da mezar taşlarındaki "bilmemnere eşrafından emekli kurmay albay" benzeri böbürlenmelere.
Azrail'in de çok umurundaydı sanki senin hangi bakanlıktan kaçıncı derecenin kaçıncı basamağından emekli olduğun.
Ya da arkanda kaç okka hisse senedi bırakarak imamın kayığına bindiğin.
Nasıl yaşadın, sen bana onu söyle.
Adam gibi mi cudam gibi mi?
Ben necdet efendi, yaşadığım hayatın hakkını verebildim mi bilemiyorum. Bildiğim tek şey, hiç bir zaman kartvizitimin olmadığı.
Bir alım bir çalımla takdim edilen kartvizitleri de rastladığım ilk çöp kutusuna dehlediğim.
Kartvizitlerle pişti oynanan bir dünyaya ait hissetmedim hiç kendimi.
Ben, birinin bişeyi olmayınca, adaletin de olmadığını keşfettim.
Hülya Görkem - 31 Aralık 2010 (11:38)
Kendimi tanıtırken meslek ünvanımı adımın önüne getirmeyi hiç düşünmüyorum. Düşünsenize, biriyle tanışırken, ünvanımı da ismimin önüne koyup kullanıyorum: "Merhaba. Ben Tercüman Saim Boşluksuzbinkarakter. Memnun oldum. Hemen tercümenize başlayayım." Kendimi tanıtırken ünvan eklemeyi hiç aklıma getirmiyorum ve gerek de görmüyorum.
Adam ya da kadın kendini tanıtırken; "Ben Dişhekimi Ayşe Fenaçeker, ben Doktor Hakan Hastayakan, ben Pilot Batuhan Uçaktekeri" şeklinde giriş yapıyor.
Bu tür insanlar, meslek ünvanlarını isimlerinden daha değerli ve güçlü görüyor ve ancak onları belirterek günlük yaşamına devam edebiliyor. Bir bakıma, hayatın zorluklarına karşı yüzeysel bir savunma alanı yaratmaya çalışıyor.
Mesela gasilhaneden sorumlu bir insanın, kendisini tanıtırken, "Merhaba. Ben Gassal Berkecan İyiyıkar" diyebileceğini sanmıyorum. Her mesleğin elbet övünülecek yanları ve önem arz eden kısımları var ama ismimizin önünü işgal edecek kadar değil.
Saim Yardımcı - 9 Nisan 2013 (16:30)
Necdet Şen neler yazdı?
Necdet Şenin Bacısı gibi(14 Ağustos 2015)
Çatlakhayvan severin bir günü (27 Eylül 2012)
malmı
canmı? (9 Şubat 2010)
Rütşvet davası'nın iddianaseminde…(28 Ağustos 2008)
gıcık olduğunusöyle bana, kim olduğunu söyleyeyim sana (6 Ağustos 2008)
Suçlusun, çünkü az önce seni suçladım!(14 Temmuz 2008)
Dünyadan bîhaber kabilelerve bizim uygarlığımız (4 Haziran 2008)
Bir Koy Beş AlHolding'in satış temsilcileri (26 Ekim 2007)
Kötünün kaç çeşit tarifi var? (8 Kasım 2004)
Psikolojikman(21 Temmuz 2003)
yazarhaaa? vay canına! (11 Nisan 2003)
Ama ürünü tanıtmak lâzım(29 Eylül 2002)
çatlakmı? (18 Ağustos 2002)
huysuzgeliyor! (30 Temmuz 2002)
Ofis basmasıyıllarının fikir hayatı (20 Nisan 2002)
halk anlamazsafsatası (28 Mart 2002)
Şişmanlar ve
şişmanlara düşmanlar (23 Mart 2002)
Hızlı Gazeteci'yi bedavaya versene(11 Şubat 2002)
Film Gibi(1 Şubat 2002)
yobaza karşı (5 Kasım 2001)
Bana onun kellesini getirin!(30 Mart 2001)
Solcu Müslüman olmaz(7 Ekim 1989)
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.