Yaşlılık ya da hastalık nedeniyle son demlerini yaşayan aile büyüklerinin hikâyelerinin arka planınında, çoğu zaman, aralarındaki manevî bağları artık adam akıllı zayıflamış aile efradının aynı çatı altında geçirdiği zoraki -ve çoğu kez son- birlikteliği görürüm.
Bir yanda günden güne mum gibi erimekte olan ihtiyar anne ya da baba, diğer yanda yıllar boyu içe atılmış, biriktirilmiş, kendine her türlü hukukun üstünde yer edinmiş garezler, önyargılar, ego çatışmaları…
Evin içinde dolanıp durmakta olan Azrail Efendi bile, insanları kendi küçük kavgalarından sıyrılıp adına "Ölüm" denen dönüşü olmayan meseleye kafa yormaya ikna edemez.
Herkesin aynı kanepede yan yana oturup zoraki gülücükler ve şefkat pozlarıyla çektirdiği fotograflar çok şey anlatır dikkatlice bakabilene.
Görüntünün ortasında, giderayak kafasına dank eden başarısızlığına mı, yoksa öleceğine mi kahırlandığı anlaşılamayan hasta aile büyüğü olur hep. Acıyla bakmaktadır objektife.
Belki "klik" sesinden hemen önce belki de hemen sonra şöyle bir cümle dökülür yaşlı ve hasta insanın hasta dudaklarından:
- "Biliyorum, ben gidince bu aile darmadağın olacak."
Cümle boşlukta asılı kalır. Tren makas değiştiremez.
Üç beş gün sonra cenaze kaldırılır. Muhabbet de gömülür ölenle birlikte. Bodrum'daki Kuşadası'ndaki yarım kalmış tatillere geri dönülür. Savaşan taraflar mevzilerine çekilir. Herkesin kendi efsanesinin bileği bükülmez kahramanı olduğu -aslında hazin- hikâyeler devam eder kaldığı yerden.
Muhtemelen bir sonraki cenazeye kadar…
İşte bundan da bir yazı daha çıkar sevgili Necdet. Fazla eğlenceli olmaz zannederim. Ailenin büyüğünün ahirete intikali öncesi ve sonasındaki etrafta olan bitenler. Bazen göz yaşlarımı tutamayacağım kadar asil haller görürüm, bazen de başkaları adına yerin dibine geçerim.
Herkes kendi efsanesinin bileği bükülmez kahramanıdır. Elhak doğru.
Ahmet Faruk Yağcı - 5 Ağustos 2012 (22:10)
Necdet Şen neler yazdı?
Necdet Şenin Bacısı gibi(14 Ağustos 2015)
Çatlakhayvan severin bir günü (27 Eylül 2012)
malmı
canmı? (9 Şubat 2010)
Rütşvet davası'nın iddianaseminde…(28 Ağustos 2008)
gıcık olduğunusöyle bana, kim olduğunu söyleyeyim sana (6 Ağustos 2008)
Suçlusun, çünkü az önce seni suçladım!(14 Temmuz 2008)
Dünyadan bîhaber kabilelerve bizim uygarlığımız (4 Haziran 2008)
Bir Koy Beş AlHolding'in satış temsilcileri (26 Ekim 2007)
Kötünün kaç çeşit tarifi var? (8 Kasım 2004)
Psikolojikman(21 Temmuz 2003)
yazarhaaa? vay canına! (11 Nisan 2003)
Ama ürünü tanıtmak lâzım(29 Eylül 2002)
çatlakmı? (18 Ağustos 2002)
huysuzgeliyor! (30 Temmuz 2002)
Ofis basmasıyıllarının fikir hayatı (20 Nisan 2002)
halk anlamazsafsatası (28 Mart 2002)
Şişmanlar ve
şişmanlara düşmanlar (23 Mart 2002)
Hızlı Gazeteci'yi bedavaya versene(11 Şubat 2002)
Film Gibi(1 Şubat 2002)
yobaza karşı (5 Kasım 2001)
Bana onun kellesini getirin!(30 Mart 2001)
Solcu Müslüman olmaz(7 Ekim 1989)
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.