Medya ve kanaat önderlerinin önemi ve gidişat üzerindeki ağırlığı arttıkça içime saldıkları korku da o derece büyüyor.
"Bilincimizin vanasını ellerinde tutan adamlar" derdim eskiden onlar için.
Ve şu soru yıllardan beri kafamı kurcalayıp dururdu:
"Eğer gazeteci bulunduğu konumun ona yüklediği vicdanî ve ahlâkî sorumluluktan yan çizip, bağlandığı çevreler adına gerçeği çarpıtmaya başlarsa kim koruyacak bizim aklımızı onlardan?"
Dün akşam televizyon ekranında tartışan bazı gazeteciler bu korkumu bir kez daha depreştirdi.
Bugün gazetelere göz attım, bazı gazetelerin yazarları neredeyse fotokopiyle çoğaltılmışçasına aynı cümleleri kullanmışlar:
"Ak Parti hukuku çiğniyor, kendisine muhalefet edenleri göz altına alıyor."
Gazetecinin aklına böyle bir ihtimalin de gelmesi normal, hatta gerekli. Eğer böyle bir sindirme harekâtı yapıyorsa, AK Parti'nin yöneticileri siyasetten zerrece anlamıyor demektir. Çünkü böyle bir hukuksuzluk er geç ters teper, bumerang gibi gelir fırlatanın alnında patlar.
Ama gazetecilik refleksiyle kuşku duymak ve gösterilenin ötesini keşfetmeye çalışmak ayrı, mevcut ihtimallerden (muhtemelen şirket bünyesindeki kişisel konumunu sağlamlaştırmaya yarayacak olan) en "makbul" seçeneği cımbızlayıp gerçeğin ta kendisiymiş gibi okura telkin etmek ayrı şey.
O zaman insan kanaat önderi olmaktan çıkar, safsata simsarına dönüşür.
Düşünsene, ülkeyi allak bullak edebilecek gizli bir darbe planı ortaya çıkartılıyor, sorumlu olduğuna dair delil ya da kuvvetli şüphe bulunan kişiler bir bir gözaltına alınıyor ve bizim safsata simsarları esas konuşulması gerekeni es geçip konunun uzağında dolanmayı ve bir yığın teferruatın arasında zihnimizi gürültüye boğmayı seçiyorlar.
Bizans zapt edilirken "meleklerin kanatları var mı?" diye tartışan kardinalleri andırıyorlar bu halleriyle.
İnandırıcılıkları buhar olmuş, pantolonlarının fermuarları açık, ama belli ki bunu onlara söyleyebilecek hiç kimse yok etraflarında.
İmtiyazlı zümre ve sözcüleri, ayaklarının altından kayan zemini fark edemiyor. Sanki akıllarının dingili kaymış, düşünceleri yalpa yapıyor.
Üretemedikleri yeni kavramların eksikliğini kuru lâfazanlıkla telâfî etmeye çalışıyorlar, ama olmuyor, feci şekilde sırıtıyor.
Bu tarz kültürel etkileşime "Kültürel ensest" diyordu bir arkadaşım. Ona hak veriyorum.
Kendi gettosundan dışarı çıkmayan, yalnız kendi kandaşlarıyla düşüp kalkan, beyin salgılarını sadece kendi türdeşleriyle çaprazlayan insanlardan doğan fikirler de işte böyle eciş bücüş sağlıksız oluyor.
Safsata (İng: Fallacy, Osm: Kıyası-ı batıl):
Bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamaların tamamına safsata denir. Safsatalar, ilk anda geçerli ve ikna edici gibi gözüken ancak yakından bakıldığında kendilerini ele veren sahte kanıtlardır. (Kaynak: Safsata Kılavuzu)
Necdet Şen neler yazdı?
Necdet Şenin Bacısı gibi(14 Ağustos 2015)
Çatlakhayvan severin bir günü (27 Eylül 2012)
malmı
canmı? (9 Şubat 2010)
Rütşvet davası'nın iddianaseminde…(28 Ağustos 2008)
gıcık olduğunusöyle bana, kim olduğunu söyleyeyim sana (6 Ağustos 2008)
Suçlusun, çünkü az önce seni suçladım!(14 Temmuz 2008)
Dünyadan bîhaber kabilelerve bizim uygarlığımız (4 Haziran 2008)
Bir Koy Beş AlHolding'in satış temsilcileri (26 Ekim 2007)
Kötünün kaç çeşit tarifi var? (8 Kasım 2004)
Psikolojikman(21 Temmuz 2003)
yazarhaaa? vay canına! (11 Nisan 2003)
Ama ürünü tanıtmak lâzım(29 Eylül 2002)
çatlakmı? (18 Ağustos 2002)
huysuzgeliyor! (30 Temmuz 2002)
Ofis basmasıyıllarının fikir hayatı (20 Nisan 2002)
halk anlamazsafsatası (28 Mart 2002)
Şişmanlar ve
şişmanlara düşmanlar (23 Mart 2002)
Hızlı Gazeteci'yi bedavaya versene(11 Şubat 2002)
Film Gibi(1 Şubat 2002)
yobaza karşı (5 Kasım 2001)
Bana onun kellesini getirin!(30 Mart 2001)
Solcu Müslüman olmaz(7 Ekim 1989)
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.