Her dönemde bazı gazeteler ve yazarlar birileri tarafından "iktidar yanlısı" diye damgalanır.
Suçlayan daima bir sıfır önde olduğu için, bu tarz etiketler bazı kaz okurlar tarafından sorgulanmaksızın benimsenir.
Cehaletin verdiği fütursuzlukla döşenirler mektubu.
"Sizin gazete iktidarın borazanı."
Sahi mi? Niye?
Çünkü muhalefet demek, seçilmiş parlamentoya ve özellikle de hükümeti kurmakla görevlendirilmiş partiye muhalefet etmek demektir.
O zaman da memleketin en "muhalif" yayınları haliyle sivil siyasetçiye bol keseden hakaret eden ama 28 Şubat'ı, Ergenekon çetesini, darbe günlüklerini görmezlikten gelen yayınlar olur.
Zanneder ki üç beş köşe yazısı okuyarak kâinatın sırrını çözdüğünü zanneden niyet tavşanı, hayat çizgi filmlerdeki gibi mutlak iyi ile mutlak kötü arasındaki bir boks maçıdır.
Şu tarafta kahramanlar bu tarafta borazanlar.
Bu kafadaki insanlar ya hayatlarında hiç borazan görmemiştir ya da akıllarını üç beş tane faşiste emanet ettiklerini sezemeyecek kadar budaladırlar.
Türkiye'deki iktidarın asıl sahibinin omuzları apoletli birileri ile onların "sivil" destekçileri olduğunu, seçimle gelmiş hükümetlerin bu bloka ancak iyi geçinmek kaydıyla yamanabileceklerini ve sınırlı bir alanda hizmet verebileceklerini görmek için biraz daha açık zihinli olmak gerekiyor galiba.
Uyum sağlayamaz ya da itiraz edecek olurlarsa türlü çeşitli yolları vardır hükümetleri yolcu etmenin. Diken üstünde otururlar zaten.
Medyada (bu gazete de dahil) hükümetlere karşı atış serbesttir. Hatta makbul.
Hükümete söven gazeteci en fazla para cezası ödemeye mahkûm olur.
Bu cezayı da zaten gazeteci değil gazete öder eğer tecil edilmemişse.
Gerçek iktidara kafa tutabilecek kadar gözü kara olanın akıbeti ise Hrant Dink'ten ya da İsmail Beşikçi'den çok farklı olmaz.
O nedenle, papağanlığın ötesine geçmek isteyen kişinin, önce iktidarın kimde olduğuna, sonra da asıl kimlere "borazan" denilebileceğine kafa yorması gerekiyor.
Belki de aklını emanet ettiği birileridir asıl borazan.
İnternette kendi adımı ararken bu sayfayı buldum. Fakat benimle alâkası nedir hiç anlayamadım.
Bora Zan - 20 Mayıs 2013 (00:53)
Necdet Şen neler yazdı?
Necdet Şenin Bacısı gibi(14 Ağustos 2015)
Çatlakhayvan severin bir günü (27 Eylül 2012)
malmı
canmı? (9 Şubat 2010)
Rütşvet davası'nın iddianaseminde…(28 Ağustos 2008)
gıcık olduğunusöyle bana, kim olduğunu söyleyeyim sana (6 Ağustos 2008)
Suçlusun, çünkü az önce seni suçladım!(14 Temmuz 2008)
Dünyadan bîhaber kabilelerve bizim uygarlığımız (4 Haziran 2008)
Bir Koy Beş AlHolding'in satış temsilcileri (26 Ekim 2007)
Kötünün kaç çeşit tarifi var? (8 Kasım 2004)
Psikolojikman(21 Temmuz 2003)
yazarhaaa? vay canına! (11 Nisan 2003)
Ama ürünü tanıtmak lâzım(29 Eylül 2002)
çatlakmı? (18 Ağustos 2002)
huysuzgeliyor! (30 Temmuz 2002)
Ofis basmasıyıllarının fikir hayatı (20 Nisan 2002)
halk anlamazsafsatası (28 Mart 2002)
Şişmanlar ve
şişmanlara düşmanlar (23 Mart 2002)
Hızlı Gazeteci'yi bedavaya versene(11 Şubat 2002)
Film Gibi(1 Şubat 2002)
yobaza karşı (5 Kasım 2001)
Bana onun kellesini getirin!(30 Mart 2001)
Solcu Müslüman olmaz(7 Ekim 1989)
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.