Patronsuz Medya

İnsanı ne kadar tanıyabilirsin?

Necdet Şen - 11 Temmuz 2013  


Birkaç onyıllık süre içinde üç beş hükümet darbesi, sayısız kanlı olaylar, kesintisiz polis-asker-çoğunluk zulmü, kesintisiz hukuksuzluk içinde yuvarlandık durduk.

Hep merak ederim, sabah evimizin kapısından çıkıp, akşam o kapıdan tekrar girene kadar kaç tane işkenceciye veya işkence mağduruna teğet geçeriz? Sohbetini, dostluğunu sevdiğimiz insanların -ya da akrabalarımızın- arasında acaba kaç muhbir, kaç ajan, kaç katil, kaç vurguncu, kaç ırz düşmanı, kaç vicdansız, kaç sosyopat, kaç dipçik kurbanı, kaç kurban yakını vardır?

Nasıl taşırlar geçmişlerini içlerinde?

Kendimi zaman zaman bu tür sorgulamalar yaparken, hayatımdan gelmiş geçmiş herkesi, kendi soyum sopum da dahil, masumiyet testinden geçirirken bulurum.

Nafile uğraş… Belki üç beş şiddetzede ya da cinsel istismar mağdurunu kendi anlatımlarından bileceğim. Ama hayatımın şu ya da bu zamanında kulak tozuma kadar sokulmuş, belki aynı sinema koltuğunda yan yana oturduğum, belki aynı kamp çadırında birlikte uyuduğum, belki bir yer sofrasında lokmamı bölüştüğüm, belki kadeh tokuşturduğum birilerinin gerçekte kim olduklarını hiç bilemeyeceğim.

Belki de bilmemektir en iyisi.

Ama hiç olmazsa yaşadığı sarsıcı deneyimleri paylaşarak, içinde yuvarlandığımız şu gönüllü budalalıktan bir nebze de olsa sıyrılmamıza ve kendi evrenimize başka bir boyuttan da bakılabileceğini anlamamıza kapı aralayan mahalle arkadaşlarımız var.

Çoğalmaları ve bize lâzım olan sahiciliği daha cömertçe paylaşmaları dileğiyle…

diYorum

 

Necdet Şen neler yazdı?

88
Derkenar'da     Google'da   ARA