Patronsuz Medya

Bizim memlekette hayduta haydut denir

Necdet Şen - 31 Temmuz 2015  


Başlıktaki ifadeyi Can Yücel'den yürüttüm. Bir şiirinde "göt" kelimesini kullandığı için yargılanırken, "niye bu kelimeyi kullandın" diye soran hakime şöyle bir cevap verdiği rivayet edilir:

- "Bizim memlekette göte göt denir."

Ben de tam bu nedenle diyorum ki, bu günlerde yazılı ve elektronik medyada cüz cüz inen iç bunaltıcı tefrika, siyaset falan değil, bal gibi MAFYA hikâyesi.

Birkaç tane Martin Scorsese filmi seyretmiş herkes mafya hikâyelerinin neye benzediğini bilir. Para ve menfaat kokan her alanı istilâ eden ve eline geçirdiği kontrolü kamu yararı için değil kişisel nüfuz ve servet edinmek için kullanan ve namussuzlukla el koyduklarını asıl sahibine geri kaptırmamak için yasaları, insanî değerleri hiçe sayan, rüşvetten sahteciliğe, tehditten cinayete kadar her yola fütursuzca giren örgütsel yapılara mafya, mensuplarına da gangster denir.

Vicdan, dürüstlük, hakkaniyet gibi faydasız takıntıları olmaz gangster taifesinin. Yeter ki işine gelsin, yalan dolan şirretlik münafıklık, hepsi uyar o yolun yolcusuna. İstila, talan, gasp, darp, topuğa kurşun, pala, satır, bomba… Ortalığı kan gölüne çevirmek gerekiyorsa, eyvallah, çevirir. Sabah katliam öğlen ibadet, ne olacak ki? Sevabı günahı kendi cebini gözeterek tarif edebilecek ulema ve iri bir kemik uğruna alayını ısırabilecek tıynette kapı itleri zaten aportta, emret yazsın, azarla ağlasın.

Kuruluş sermayesi sınırsız kötülük olan bu sektör küçük insanların yüreklerine saldığı korkuyla gelişip semirir. Hayduta haydut diyebilecek babayiğit kolay kolay çıkmaz o yılgınlık ortamında. Velev ki çıksa da defteri dürülür zaten. Dürülen her defter, aynı şeye yeltenmeye eğilimli diğerlerine de mesajdır.

Derler ki, siyaset seyislikten gelir ve adına memleket denen küheylanı tökezletmeden koşturabilme becerisidir. Cebellezî ettiği yetim hakkının hesabını vermemek için hayatımızı husumet ve kana bulayana, hangi sıfatları taşırsa taşısın ve kindarlığıyla kötücüllüğüyle ne kadar korku salmış olursa olsun, "haydutsun" demek, insan olma iddiası taşıyan herkesin boynunun borcu.

Bu hikâye bir SUÇ hikâyesidir arkadaşım. Karakolluk meseleyi sosyoloji literatürüyle açıklayıp kırışıklarını gidermek de neyin nesi? Siyasetten söz eder gibi konuşmanın delilleri karartmaktan farkı ne? Kedi yavruları gibi önüne atılan her topu kovaladıkça konunun özünden uzaklaştığını görmüyor musun? Böylesine konuşma değil gıdaklama derim ben. Gürültülü bir suskunluk. Lâf kalabalığı. Dereyi paçalarını ıslatmadan geçme denemesi. Neresinden bakarsan bak, riya. Daha neden korkuyorsun? Tekne battığında sen şişme bot mu olacaksın? Şimdi susarsan daha ne zaman konuşacaksın? Hayduta HAYDUT demek için daha kaç kadeh cesaret iksiri içmen gerekiyor?

(Esir alınmış mahzun ve mahmur ülkemde meleklerin kanatlarını tartışmak yerine "haydutsunuz, hesap vereceksiniz" diyebilme cesaretini gösteren yürekli insanları ayrı tutuyor ve alınlarından öpüyorum.)

Yorumlar

Bir eski Derkenar yazarı olarak ben ve dostlarım, herhangi bir kıvırtma ifadesinin arkasına saklanmadan hayduda "Haydut" deme cesaretini gösteren Necdet Şen'i kutluyor ve alnından öpüyoruz.

Adına "Kemalizm" denilen ve ta 1950'lerde vefat eden zırvalığı sırf AKP'yi tahkim etmek ve batıya pazarlamak adına dirilten liberal taife ülkeye büyük kötülük yaptı. Çabalarının zehirli meyveleri ortada, isteyen toplasın yesin.

Bu zevatın sosyalist solu itibarsızlaştırma ve düşmanlaştırma çalışmalarına değinmeye gerek yok, buna değmezler. Zaman onları yanlışladı ve mahkûm etti. Artık onlarla kaderimiz ortak değil. Onların bu Kemalist "devlet" martavalına inananlar yeni bir "devlet anlayışı" ile ortaya çıktılar: İslamo-faşizm.

Velhasıl, artık ya hep beraber hayduda ve haydutluğa direneceğiz ya da sonumuz bir Suriye…

Kâmuran Kızlak - 3 Ağustos 2015 (02:55)

"Derler ki, siyaset seyislikten gelir ve adına memleket denen
küheylanı tökezletmeden koşturabilme becerisidir."

İlk kez duyuyorum, üstelik yaşım da yetmiş.
Tam Necdet Usta üslubu.
Ancak seyis atı alıp Üsküdar'ı geçti.
Önümüze bakalım veya haydutlar düzeniyle nasıl baş edeceğimize…
Çünkü gün: O gün.

Not: Bu arada yazı başlığı fotografla Robert De Niro'yu harcamışsın Üstâd… Keşke (?) veya Al Copene koysaydın. Yani gerçeklerini!

Macit Cününoğlu - 29 Nisan 2017 (13:38)

İnternetteki haber başlığını görünce koptum:

"Fetö sanığını serbest bırakan hakimi
Fetö'den rüşvet aldı diye tutuklayan hakim
Fetö'den tutuklandı…"

Valla bu cümleyi bir seferde söylemek "kırk küp kulpunun da kırpı kulup tüp" tekerlemesinden bile zor.

Ya da şöyle izah edelim:

"Bir gün her fanî Fetö'den tutuklanmayı tadacaktır."

İlginç günler yaşıyoruz; ben diyeyim kara mizah, sen de paranoid şizofrenya.

Ya da…

Delirium Tremens - 8 Mayıs 2017 (20:34)

diYorum

 

Necdet Şen neler yazdı?

99
Derkenar'da     Google'da   ARA