Patronsuz Medya

SKAD hastalığı toplumu kemiriyor

Dr Hıfzı Sıhha - 30 Ocak 2016  


Değerli arkadaşlarım, yarım asra yaklaşan mesaisini dert dinlemeye ve yaralı parmaklara işemeye vakfetmiş bir sağlık neferi olarak, sizlere meslek hayatım boyunca sık sık karşılaştığım ve ne yazık ki tedavisi olmayan menhus bir hastalıktan söz edeceğim.

Bu hastalık SKAD (Susmamacasına Konuşup Asla Dinlememek) adıyla tıp literatürüne geçmiş olup, ölümcül değilse de süründüren türden, müzmin ve müptezel bir çene deformasyonudur.

Resmi merkezi Tambura'da bulunan DDT (Dert Dinleme Tekkesi) yayın organı yaw.bisus.be sitesinde geçen ay okuduğum makalede, tüm zamanların en sıkıntı yaratan hastalığı olarak kayıtlara geçen SKAD'ın tehlikelerine dikkat çekiliyor ve bu hastalığın daha da yaygınlaşarak kontrolden çıkması halinde dostane ilişkilerin sonunu getirebileceği belirtiliyor.

Halk arasında zaman zaman AA (Ağız Amelie) ya da MG (Mayasıllı Gört) adıyla anılan hastalıklarla karıştırılsa da, modern tıp literatüründe SKAD adıyla kabul gören bu hastalık, daha geniş spektrumlu semptomatik tablo ortaya koyar. Ekseriyetle empati yoksunluğu, kofluk ve duyarsızlık ve bunlara eşlik eden bencillik, özen eksikliği ve hiperarsızlık bulgularıyla paralel bir seyir izleyebilir ya da etkileşim içinde bulunabilir.

Bunlara kronikleşmiş yüzeysellik nedeniyle bilince çıkarılamamış kara cahillik ve kendini bilmezlik gibi kompülsif yan etkileri de ekleyebiliriz.

Hastalığın seyri, istilâ edebilecekleri nezaket ve tahammül boşluklarına sızmalarıyla başlar.

Dolayısıyla bu kişiler, nasıl bir hastalığın cenderesinde sıkıştıklarının asla farkına varamayacakları ağır bir idrak yoksunluğu içinde yaşarlar. İç dünyalarında halen çocukturlar ve dünya, üzerindeki her şeyle birlikte, onların haz nesnesidir.

Belki de tam bu nedenle, mevzu yelpazeleri son derece sınırlı olsa dahi, söyleyeceğini söyleyip susmak yerine "auto-reverse" ve "endless loop" (günümüz türkçesiyle, mütemadiyen başa sarma) pratikleri sınırsız kişiler olarak dikkat çekerler.

Arızalarıyla ilgili herhangi bir uyarı ya da yardım girişimi havada asılı kalacak, sordukları soruların cevabını bile dinlemeyen bu kişilerin geliştirdiği kasıtlı sağırlık yüzünden, hiç bir fayda sağlamayacaktır.

Ne yazık ki -tıpkı ağız ve ayak kokusu gibi- hastanın kendisinden çok yakın çevresine rahatsızlık veren bu illet, zamanla kişinin çevresini tenhalaştırıp, onu mutlak bir yalnızlığa mahkûm edecektir.

Hastalığın majör semptomları, adından da anlaşılacağı üzere, esir alınan insanın dikkatini gasp ederek kesintisiz oral mastürbasyon yapmak olduğu için, bu tip hastalar, gıkını çıkarmaksızın yanlarında durup bu eziyete katlanacak tutsaklara ihtiyaç duyar, bulamazlarsa yoksunluk duygusu krizine girerler.

Bu krizler silsilesi, istilâcı kişilik açısından hedef ve sonuç dengesinin asla kurulamadığı yıpratıcı bir döngüyü de beraberinde getirir: Konuşma uzadıkça dinleyicilerini (kölelerini) yitirme, yitirdikçe tatminsizliğini büyütme, umutsuzca yeni köleler arama, bulamama, vesaire… Hastalığın temelinde zaten sınırsız bencillik ve kendine kilitlenmişlik hali olduğu için, hastanın yaşam kalitesi de buna bağlı olarak gitgide belirginleşen acıklı bir seyir izler.

Hastalığın yukarıda saydığımız semptomlarının yol açtığı bıktırıcı kişilikleri nedeniyle, kurdukları hiç bir ilişkiyi devam ettiremeyen bu gibi bireyler, bir türlü ulaşamadıkları "kendini değerli hissetme" ihtiyaçlarını gidermek için yanlış bir stratejiye başvurur ve sorunla yüzleşmektense, yaklaşana büyüklenip uzaklaşanı karalayarak, kendi algılarında oluşan irtifa farkını leyhlerine değiştirmeye çalışırlar. Bir başka ifadeyle, bu kişilerin hayatları tatmin edilemeyen umutsuz bir onaylanma beklentisinin ardı sıra sürüklenip helâk olarak geçer.

Uzun yıllara dayanan deneyim sahibi bir hıfzı sıhha neferi olarak siz değerli arkadaşlarıma acizane önerim şudur:

Kibarlık olsun diye SKAD hastalarına katlanmanın sizi germek ve yormak dışında hiç bir pratik sonuç vermeyeceğini biliniz. Bu insanların sözel iktidarı kimseye kaptırmamak adına ortalığa boca ettiği anlamsız kelime öbeklerini dinleyip anlamlandırmaya çalışarak zaman harcamanın nafile olduğunu anlayınız. İlle de iyilik yapma ihtiyacı içindeyseniz, yaşlı bir teyzenin karşıdan karşıya geçmesine yardım etmek ya da sokak hayvanlarını beslemek gibi kolay seçeneklerinizin de olduğunu biliniz.

Üstelik bunlar daha az zamanınızı alır ve ruhunuzu daraltmaz.

Umarım boş konuşup kafanızı ütülememişimdir değerli arkadaşlarım. Dinlediğiniz için teşekkür eder, topunuzu en derin saygılarımla selâmlarım.

Yorumlar

Gayet mühim bir noktaya temas etmişsiniz efendim. Tam da Troll ve Trolliçe isimlendirmelerinin üzerinde tartışılırken bu yazıyı görünce bir anda içim sevince gark oldu. Gayet iyi ifade ettiğiniz gibi insanı bıktıran, sizi dinlemediğinden emin olduğunuz bu güruh özellikle sosyal medyada mevcut. Adını ister yukarıda yazdığım şekilde koyun isterseniz SKAD hastaları deyin "collateral damage" oluşturma potansiyelleri büyük. Hele de şahane tarifte olduğu gibi "endless loop"a girdiler miydi kaçan bile zor kurtulur.

Birkaç samimi arkadaş gerçek hayattakilere "esirci" adını vermiştik. Çevremizi uyarmayı da ihmal etmiyorduk. Ortama SKAD hastalarından birisi girdiğinde duyulabilecek sesle "iskele tarafında esirci!" yahut "sancak tarafında esirci!" diye uyarı sinyali yolluyorduk. Ortalık temizleniyor esirci ise boş gözlerle kurban arıyordu.

Ahmet Faruk Yağcı - 5 Şubat 2016 (14:12)

diYorum

 

Dr Hıfzı Sıhha ve onun gibiler neler yazdı?

79
Derkenar'da     Google'da   ARA