Bugün, "love parade" denilen bir "yürüyüş" var Berlin'de. Tekno müzik hooliganı yaklaşık bir milyon insan, Berlin'i işgal etti. Patron da iyi para yapmamı bekliyor. Bu yaklaşık iki - üç günlük yorgunluk demek. Yazıyı da ondan sonra yollarım.
Cevabını tahmin eder gibiyim ama soramadan edemeyeceğim. Format, sıklık, konu gibi şeylerde bir sınırlama var mı?
"Mektuplardaki samimi havanın azalacağı kesin" dedim ya. Neden böyle dediğimi yazayım.
Okudun mu, bilmiyorum. "Nazım Hikmet'in Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektupları" diye bir kitap var. "İnsan" Nazım'ı tanımak gibi bir derdi olan herkesin okuması gereken bir kitap. Her kitapta olduğu gibi, okuyanın menşeine göre farklı algıladığı bir kitap, "Mektuplar" da. Ama kim okursa okusun, ne anlarsa anlasın, bir şeyin hakkını vermek zorunda: İfadedeki samimiyetin.
Sanırım Nazım bu mektupları yazarken yayınlanacağını düşünmemişti. Tıpkı Rielke'nin, Zweig'ın, Rosa Luxemburg'un, bizde pek bilinmez ama Marx'ın da düşünmediği gibi…
Ben de "mektupları" yazarken (öhhhöm, kendimi bu saydıklarımla aynı kefeye koymuyorum elbette) sayfada yer alacakları, en azından başlangıçta, aklıma bile gelmemişti. Sonra sonra, senin bana yazdıkların yüzünden, yazdığım mektupların "yayımlanabileceği tehlikesi" baş gösterdi ve ben de daha "puşt" yazar oldum mektupları. Gene de samimiyetimden fazla bir şey kaybetmediğimi sanıyorum.
Yıllardır asıl derdimin okunmak değil de yazmak olduğuna o kadar inandırdım ki kendimi, o işi "düzgün" yapacağımdan eminim. Elbette artık yazdıklarımın imlâsı daha düzgün olacak, evde yazdıklarımı burada "temize" çekeceğim falan ama samimiyeti koruyabileceğime inanıyorum. Bu arada, sana yolladığım mektuplardaki imlâ hataları, meselâ bir mektupta "ensest" yerine "insest" yazmam ya da başka birinde "fütürsuzca para harcıyordu" yerine "kifayetsizce para harcıyordu" gibi daha büyük hataları yapmam da, muhatabıma saygısızlıktan değil, burada (saati sekiz mark) acele ettiğim için oluyordu. Evde yazmam durumunda düzelecek yanlışlar yani…
Ne diyeyim? Vatana, millete, beşerîyete hayırlı olsun.
Ailenizin yazarı Ali…
Ali Türkan neler yazdı?
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.