Patronsuz Medya

Bir savaş nasıl pazarlanır?

Deniz Türkoğlu - 12 Mart 2003  


Derkenar'da yer alan ve 5 kasım 2001 tarihli Arundhati Roy'un "Savaş Barıştır" adlı yazısında da adı geçen Halliburton Şirketi ile ilgili küçük haber, iki gün önce televizyon kanallarından birinde ünsüz harflerle verildi geçti.

Basınımızda, şu ana kadar bu şirketle ilgili en ayrıntılı bilgiye, Ömer Madra'nın 11 Mart 2003 tarihli, "Bütün Tayfı Kapsayan Hakimiyet (Full Spectrum Dominance)" adlı yazısında yer verildi.

Yazıyı okumamışlar için Halliburton'ı dünyanın en büyük petrol şirketlerinden biri olarak özetleyebiliriz. Enerji hizmetleri veriyor, rafineriler, boru hatları, kimyasal tesisler kuruyor, petrol-gaz çıkarıyor ve üretimlerini sağlıyor. Ayrıca gene dünyanın en büyük inşaat şirketlerinden biri. Amerikan ordusu için üsler, yollar, limanlar, havaalanları inşa ediyor.

Aslını ararsanız orduya yaptıkları bu kadardan ibaret değil. Halliburton için Amerikan ordusu başlı başına bir iş kapısı. Asker neredeyse, o da orada.

Sürekli birlikte hareket ediyorlar. Bu şirket ordunun her türlü lojistiğini, barınma, yemek, temizlik vb gibi bütün ihtiyaçlarını temin ediyor. Tabii büyük paralar karşılığında. Ama ordu yerinde durduğu sürece, Halliburton'da da işler kesat.

Halliburton kendi ordusuna Amerika'yı önce yıkın, sonra ben yeni baştan kurayım diyemeyeceğine göre, durum ortada; savaşacakları uzak topraklara ihtiyaçları var. Çünkü o zaman, paraya para demiyorlar.

Demek ki neymiş; oturan orduyu Halliburton sevmezmiş.

Adamların şirketinden bize ne, sonuçta herkesin kazancı kendine, biz kendi yağımızla kavrulmaya bakalım demeye kalmadan, buralarda ortalık önce bi karıştı, ardından da bi kızıştı ki, hayretlere seza. Ama Amerika da ordusunu önüne kattığı gibi, okyanus ötesinden kalkıp ziyaretimize geldi yahu. Yok artık daha neler, şirazenin böyle patladığı ne görülmüş ne de duyulmuş şey değildir, Amerika nere, bura nere değil mi? Sen öyle san. Geldiler ve işe koyuldular bile.

ABD bir yandan yeni bombalarını piyasaya sürerken, öte yandan Irak için daha şimdiden 75 bin ceset torbası sipariş ediyor. Türkiye'de -hiç biri Irak sınırında olmayan- 9 yeni üs daha açılıveriyor.

Sınırımızda Irak'a geçmek üzere bekleşen Amerikan askerlerinin, harıl harıl aşılandığına dair söylentiler (asker yanında getirdiği kimyasal silâhlarla, bölgeyi baştan aşağı çiçek mikrobundan kıracakmış gene) hızla yayılıyor. Şimdilik 60 bin Amerikan askerini misafir edeceğimizin, bunlardan 40 bininin 25 sene boyunca ülkemizde kalacağının haberleri gırla. Bir bilgi yığılmasıdır ki, almış başını gidiyor.

Hangisi doğru, hangisi yanlış, herkesin kafası çorba gibi karıştı. Amerikan çekleriyle beslenen o çük kafalı medya da, gazetelerde, televizyonlarda, sık sık arz-ı endam edip, hep aynı şeyleri yazıp, aynı şeyleri konuşarak yeniden ezber tazeliyor: Hepiniz paranoyaksınız, bir Amerika haklı!

Ha, tamam o zaman, öyle söylesene canım benim.

diYorum

 

Deniz Türkoğlu neler yazdı?

77
Derkenar'da     Google'da   ARA