Patronsuz Medya

Ölenlerin hepsi bizim çocuklarımız

Necdettin Efendi - 12 Eylül 2012  


Mustafa Kemal Atatürk'ün 1934 yılında Anzak annelerine hitaben yazdığı mektubu yeniden okumanın tam zamanı:

"Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar; göz yaşlarınızı dindiriniz, evlâtlarınız bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır."

Diyeceğim o ki, dil çok hassas bir alettir; bazen söylem içeriğin rengini belirler; bu nedenle, böyle sancılı dönemlerde kelimeleri seçerken her zamankinden daha fazla titizlenmek gerekir.

Bu topraklara düşenler, üzerlerinde ne tür giysi, ellerinde hangi marka silâh olursa olsun, bizim evlâtlarımız, kalkan tüm cenazelerin hepsi bizim cenazelerimiz.

Eğer cenazelerimizin sadece bir kısmı (bayrağa sarılı tabutlarla defnedilenler) "bizden", diğerleri "düşman" ise, biz bu durumda başka bir ülkeyle savaşıyoruz, yani milli kâbusumuz "Türkiye Kürdistanı" fiiliyatta zaten kurulmuş ve Türkiye ile kapışmış demektir.

Siviliyle, askeriyle, siyasetçisi ve kanaat rehberiyle içinde sıkışıp kaldığımız ötekileştirici-militer söylemi bir yana bırakıp, şefkatin ve kucaklaşmanın diliyle konuşmak zorundayız.

Bu kanlı hesaplaşmayı bitirme imkânına sahipken bitirmeyenler, gelecekte dökülmesine neden oldukları kanla hatırlanacaklar; yaptıkları kanallarla, duble yollarla, camilerle değil.

diYorum

 

Necdettin Efendi ve onun gibiler neler yazdı?

332
Derkenar'da     Google'da   ARA