Polemik ve gündem belirleme üstadı, büyük usta, reis, padişah, başbakan Recep Tayyip, partisinin grup toplantısında, muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu için şöyle buyurmuşlar:
"Hani varya tam bahtsız bedevi misali. Kılıçdaroğlu, bizim için Türk Lirası çok değerli diye, neredeyse göbek atacak diyor. Doların değerini niye düşürüyor, diye soruyor. İşte ulusalcı kafa bu. Biz Türk Lirası'nın değer kazanmasından ötürü göbek değil, can atarız can." Bkz→
Eh, "bahtsız bedevi" durur mu, cevabı yapıştırmış hemen:
"Dön aynaya bak, bahtsız bedeviyi göreceksin orada… Ama o çöllerde gezerken aman ha kutup ayılarına dikkat et. Horoza sormuşlar, "Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar" diye. "ben bilmem ben söyler geçerim" demiş. Ben de söyler geçerim…" Bkz→
Böylece köprü altının cam cam olduğu yerde, kimin amcasının kimi öpeceği de açıklık kazanmış. Biz çıkmışız kerevetine.
Hay seviyesini öptüğümün siyaseti!
Son günlere damgasını vuran söz konusu polemik ("bahtsız deve" / "kutup ayısı"), bir kez daha Kılıçdaroğlu'nun muhalefet "lideri" kisvesini üzerinde taşıyabilmekten ne kadar uzak, ne kadar aciz, ne kadar çapsız, ne kadar apolitik, siyaseti okuma hususunda ne kadar nakıs bir vitrin süsü olduğunu gösteriyor.
Şöyle hızlı bir analiz yapalım:
Başbakan, her zamanki acul çenebazlığıyla bir kez daha kendini ofsayta düşürüyor ve aslında ne temsil ettiği değerlerle ne de işgal ettiği makamla zerre kadar bağdaşan bir zevzeklik örneği -daha- sergiliyor.
Değerini bilen için tam gollük pozisyon.
Bu pozisyonda topu kapar, ister sol kanattan ister ortadan ister sağdan ilerler, tipine yakışacak bir çelebilik örneği sergiler, Ecevitvari vücut hareketleriyle rakibin savunmasının arkasına kayar, topu lâmba gibi ağlara takarsın.
En azından "terbiyem bu tür bir ağız dalaşına müsait değil" der, susarsın. Bu bile üç puan değerindedir.
Ama hazret ne yapıyor? Bir yerlerden okumuş her halde, "Tayyip Kasımpaşalı ağzıyla konuşuyor, omuz vuruyor, posta koyuyor, bu da ona perestiş kazandırıyor" mealinde bir şeyler, o da kendince "ne olacak, ben de yapabilirim" hevesine kapılıp güya cevap yetiştiriyor.
Yetiştiriyor da ne diyor? Hiç. "Asıl ben senin" anlamına gelen üç beş sönük lâkırdı. Ağız dalaşını ağzına gözüne bulaştırıyor.
Ulan hıyarto, anladık, ne bir vizyonun ne de entellektüel bir altyapın var. Kendine ait bir oyun planın, özgün bir bakış açın, hatta ortalama bir akademisyenin yazdıklarını anlayabilecek algı kapasiten bile yok. Yapabileceklerin en fazla rakibinin yapıp yapıp puan topladığı kaba saba figürleri acemice taklit etmekten ibaret. Bari yaratıcılıktan uzak bir lâf kalabalığıyla kendini madara edeceğine, aç argo sözlüğünü, oradan orijinal bir şey bul, sen de onu söyle. O kadar mı kot kafalısın? Herif seni her seferinde bi sağa bi sola yatırıp bacaklarının arasından top geçiriyor, ne zaman düşecek jetonun? Hep orta sıçan olmaktan sıkılmadın mı?
Ogün Ortaparmak - 12 Kasım 2012 (19:36)
Battal Takoz ve onun gibiler neler yazdı?
Bahtsız Bedeviile
Kutup Ayısı(8 Kasım 2012)
dokunulmazevlâtları (26 Nisan 2012)
Ek yerini belli etme de…(4 Nisan 2009)
Bacımektubu (13 Mart 2001)
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.