Patronsuz Medya

Boş Oy Partisi

Durmuş Düşünür - 3 Ekim 2002  


Müellifin notu: Demokrasilerde, iktidar partilerinin karşısındaki çekinilecek tek meşru rakip olan Boş Oy Partisi'nin kurucu genel başkanı ve onursal azası sayın Seçmettin Özdelege'nin ilçemizde yaptığı konuşmanın, deşifre edilmiş ve çok az sayıda çoğaltılmış olan tam metnini uzun uğraşlar sonucu ele geçirmiş olup, bu tarihsel vesikayı siz kıymetli dost ve hemşehrilerimizle paylaşmayı görev addediyorum. Lütfen teksir ediniz ve dağıtınız. Memleketin bekası sizin bu çabalarınızla yakînen alâkalıdır.

* * *

Seçmettin Özdelege'nin ulusa seslenişi:

Seçimden seçime topluma karşı görevleri olduğunu hatırlayan ve oyunu şu ya da bu partiye verince bir dört sene daha elini taşın altına sokmadan mızıl mızıl mızıldanmaya, her şeyi eleştirmeye, herkesi ahlâksızlıkla suçlayıp kendini tenzih etmeye hak kazandığını düşünen sayın seçmen vatandaş.

Oyunu kullanmamazlık etme. Mutlaka kullan. Ama bilinçli kullan.

Bilinçli seçmenin de bir tek partisi vardır. Adı: Boş Oy Partisi

Hayatında bir kez olsun akıllı davran ve oyunu bizim partiye ver.

Bizim partimizin adı Boş Oy Partisi olup, amblemimiz sağ elinin bileğini sol eliyle kavramış, usulünce sallayan vatandaş figürüdür.

Sayın Rizeli Konyalı Tonyalı İzmitli İznikli İspirli Manisalı Çineli Cideli Tirebolulu İnebolulu Hayrabolulu Safranbolulu seçmenler. Her kim ki size "boş oy öteki partinin işine yarar" derse, ona bizim partinin ambleminde gördüğünüz hareketi yapın.

Çünkü bu iddia ("boş oy vermek demokrasiye zarar verir" görüşü) külliyen yalan ve palavradır sevgili Abanalılar.

Boş Oy Partisi tutamayacağı hiç bir vaadde bulunmaz. Boş Oy Partisi zaten herhangi bir vaadde de bulunmaz. Boş Oy Partisi sadece sistemin iflâsının tescil edildiğini kayıtlara geçirmeyi amaçlar. Öyle ki, rant bölüşümü ve soygun üzerine kurulu siyaset düzeninin parti ağaları (genel başkanlar) ve onların etrafında kümelenmiş siyaset hokkabazlarını bu ülkenin yönetiminden tasfiye etmenin en kesin ve kestirme çözümü boş oy kullanmaktır değerli Trabzonlular.

Düşünün muhterem Sivaslılar, seçim gününün akşamında bütün sandıklar açılmış, sandıktan birinci parti olarak Boş Oy Partisi çıkmış. Hatta, öyle ki, arkasından gelen ikinci en çok oy alan partinin oylarını ikiye katlamış.

Ne olur o zaman? Darbe mi olur değerli Çankırılılar? Küme mi düşeriz? Ekonomi bundan daha mı kötü olur? Borsa mı çöker? Nato Türkiye'ye havadan indirme mi yapar sayın Datçalılar? Dahili ve Harici bedhahlarımız tersanelerimize mi girer? Ne olabilir aziz Kırşehirli ve Nevşehirli hemşehrilerim? İşsiz mi kalırsınız? Daha da mı yoksullaşırsınız? Zaten şimdi ne durumdasınız muhterem Çarşambalılar?

Kadirşinas Gaziantepli ve Nizipli seçmen kardeşlerim. Oyunuzu Boş Oy Partisi'ne veriniz. Çünkü ancak o zaman anlam taşıyan, kıymeti harbiyesi olan bir oy kullanmış olursunuz. Yılın 365 günü boyunca vıdıvıdı edip çekiştirdiğiniz, hiç bir güzel yanını göremediğiniz bu düzen, sanki Marslıların başınıza sardırdığı bir şeymiş gibi, her konuda sizin dışınızda birilerinin kabahatli olduğu, ama sizin sütten çıkmış ak kaşık olduğunuz şikâyet dolu hayatınıza uygun bir iş yapmış olursunuz.

Bu kadar dik başlı bir millet, ancak Boş Oy Partisi'ni (yani protestoyu) sandıktan çıkararak tabiatına uygun davranmış olur değerli Urfalılar.

Yıllardan beri her seçimde "buna oy verdik, bizi aldattı, şimdi de ötekine verelim" dediniz de ne oldu sevgili Afyonlular? Bir sonraki seçimde de aynı cümleyi özneyle yüklemin yerini değiştirerek söylemekten bıkmadınız mı? Size kim söyledi ödevinizin her seferinde bir başka yalancılar güruhunu iktidara taşımak, biraz da onların küpünü doldurmak olduğunu?

Kıymetli Karamanlılar, bu gaflet ve dalâlet böyle sürüp gidemez. Siz bu kafayla sandık başında kuyruğa girer ve her seferinde "amman oyunu bize ver, yoksa öcüler kazanır" diye korku sala sala oylarınızı bir dört beş yıllığına daha cukkalayanlara inana inana, bir iki yıl sonra da onların silsilesini kalaylaya kalaylaya, "ah, kırılaydı keşke ellerim" diye diye, ama yine de ilk seçimde gene gidip bu işe yaramazlardan şimdilik muhalefette olanına oyunuzu kaptırıp, sonra bir dört beş yıl daha vıdıvıdı söylene söylene hayatınızı geçirecek misiniz?

Yoksa sayın Bursalılar, "artık akıllandım, bu şarlatanların hiç birine oy yok" deyip, tercihinizi protestodan yana mı kullanacaksınız?

Seçilene kadar her vaadi yapıp, meclise girdikten sonra genel başkanın emriyle parmak kaldırıp indirenlere, iş takipçiliği ve idare-î maslahat yapanlara, gerçeği bilse de gerçeğin takipçisi olmayanlara oy vereceksiniz de ne olacak?

"Boş oy ziyan edilmiş oydur" diyenlere kanmayın muhterem Bulancaklılar.

Ortalıkta zike sürülecek bir parti ve siyasî program kalmamışsa, hemen hemen hepsi birbirine benzer lâfazanlıkla ve diğerini kötüleme ve aba altından sopa gösterme stratejisiyle ham hum şaralop yapıp, yeni seçimde de oylarınızı kapma hevesindeyse, bu gidişata yapılacak en büyük müdahale, Boş Oy Partisi'nin sandıktan kesin bir zaferle çıkmasıdır, buna inanın Karslı ve Iğdırlı kardeşlerim.

Bırakın o zevat koysun şapkayı önüne düşünsün, "şimdi ne olacak?" diye.

Ne olacak? Hiç. Palavranın bittiğinin kayıtlara geçtiğini, yalan, hile ve demagojinin artık para etmediğini, bu seçim sistemini her ne kadar kendi lehlerine sonuçlanacak şekilde düzenlemiş olsalar da, yanlış hesabın sandıktan döndüğünü anlayacaklar. Kendi kurdukları ökseye gene kendilerinin yakalandıklarını görecek ve pes edecekler. Muhtemelen de basstirip gidecekler. Parlamentonun kapısını onlara kapatmış olacağız sevgili Düseldorflular.

Seçimin kesin galibi olduğu takdirde, partimizin bir tek vaadi vardır kadir kıymet bilir Kayserililer. Meclisin anahtarı demagojinin elinden alınıp kamuoyunun eline teslim edilecektir. Boş Oy Partisi'ne oy veren seçmenin ne istediğine artık kulak verilecektir. Çünkü birinci partiyi sandıktan çıkaran seçmeni kimse görmezlikten gelemez değerli Cizreliler.

Düşünün kıymetli Elazizli hemşehrilerim, Boş Oy Partisi sandıklardan kesin galip olarak çıksa ve diğer partilerin hiç biri kendi menfaatleri için koydukları yüzde on barajını aşamasa ne olur?

Boş Oy Partisi zaten hiç bir aday göstermediği için, mevcut adaylardan hiç biri seçilememiş olur.

Yani bir seçim düşünün ki, tek bir aday bile milletvekili seçilememiş.

Bu halkın isterse vekâlet görevini yine oylarıyla geri alabilecek kudrette olduğunun bundan daha kesin bir ifadesi var mıdır?

O zaman bu zevat da dahil, herkes oturup düşünmez mi "Düzenimizi sürdürmek için her türlü tedbiri aldık, ama yine de şapa oturduk, şimdi ne olacak?" diye?

Bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar, ister barajı kaldırsınlar, ister genel başkan derebeyliğine son versinler, ister halkın karşısına geçip "biz yanıldık" desinler, bu rüşvetçi şantajcı vaybabamcı takımı, artık şunu bütün açıklığıyla öğrenmiş olacak ki, bu ülkenin en örgütlü kitlesi bozuk düzeni reddeden BOŞ OY'cu azınlıktır.

O azınlık ki, bin bir parçaya bölünmüş çıkar çekişmeleri ortamında siyaseti yönlendirebilecek en etkili temsil grubudur ve meclisin anahtarı onun elindedir.

Eh, bu durumda ben olsam Boş Oy Partisi'nin azletme ve atama gücünü dikkate alırdım.

Sözün özü, siz kime verirsiniz bilemem, ama ben seçim sabahı mühürü bizim partiye basacak ve hiç olmazsa beş yıl boyunca şikâyet edeceğim bir beceriksiz güruhunu tepemize getiren bu değirmene su taşımayacağım aziz hemşehrilerim.

Saygılar bizden kıymetli seçmen kardeşlerim. Basiretiniz her daim açık olsun.

Yorumlar

Ben bu partinin bizim beldedeki ilçe bucak teşkilatını kurmak istiyorum. Fakat başvuracak bir merci bulamadım. Bir büyüğüm olarak bana yol gösterebilirseniz sevinirim.

Hüsamettin Atılgan - 5 Şubat 2009 (02:17)

Yine bir seçim sath-ı mailine girdik sayın hemşehrileriiim! Bakınız din ve vicdan alimi İhsan Eliaçık neler diyor oyumuzu kime -ve hangi saiklerle- vereceğimiz konusunda:

Harun postuna bürünmüş Karunluğa yol vermeyiniz.

150 milyarlık arabalara binip simit eylemine giderek gülünç duruma düşmeyiniz.

Pahalı otellerden çıkınız.

Sokağa, varoşlara, öksüzün, yoksulun, çaresizin, yangının olduğu yere gidiniz.

İşçiyi, emekçiyi, garibanı, yoksulu, kimsesizi aday gösteriniz.

"Aşağı tabakayı yanından kov" diyen tuzu kurulara aldırış etmeyiniz.

Öksüzü yani kimsesizi, garibanı, yalnız kalmışı, sesi kısılmışı, hakkı yenmişi, dilinden, dininden, mezhebinden, derisinin renginden, kimliğinden dolayı dışlanmışı koruyunuz, onlara kol kanat geriniz.

Yoksulu yani evine ekmek götüremeyen babaların, açlıktan göğsünden süt gelmeyen annelerin, evsizlerin, borçluların, işçilerin, emekçilerin yanında olunuz. Onlara ulûfe dağıtmayınız, onlara acıyarak lütufta bulunmayınız, onların yanında olunuz, onlarla beraber yürüyünüz.

Bakiyesi şuradan okunabilir: Yeni Başlayanlar için Siyaset Rehberi (İhsan Eliaçık - Adil Medya)

Seçmettin Özdelege - 1 Mayıs 2011 (16:36)

Bu seçim sath-ı mailinin her halde e-maille alâkası yoktur. Hani öğrenelim diye söylüyorum. Ortalıkta dolaşan onca kâsettir videodur bilumum elektronik tantanaya bakılırsa ve bunların da enternetten yayıldığı düşünülürse, seçim sath-ı maili böyle bir şey midir diye düşündüm. Siyasetçilerin aganigi vaziyetlerini yayma işini mail yoluyla yaparsan o mail seçim sath-ı maili mi oluyor acaba?

Yoksa her seçim döneminde yaşadığımız bu lüzumsuz meydan dalaşları, nasılsa halk bundan anlıyor diyerek iyice ucuzlaşan saldırganlıklar, belden aşağı kasığa tekme kâsetleri, ahlâk kumkumalığı, kömür çuvalı edebiyatı, çirkin teknoloji / güzel teknoloji söylemi, yolsuzluklar ve duble yollar, püskevit, cigulata ve Ciguli, kim ne veriyorsa beş fazlası gayretkeşliği, halkımız aç veya halk koyun gibi zevzeklikleri vesaire midir seçim sath-ı maili?

Vallahi ben kendi hesabıma bu çok büyük ve çok korkutucu sirk çadırından mümkün mertebe uzak durmanın en akıllıca iş olduğunu düşünenlerdenim. Böyle gerçeküstü bir hezeyan ortamında hâlâ düşünebiliyor olmak bile mesele zaten.

12 Haziran sabahı mükellef bir kahvaltı yaptıktan sonra fosura fosura yayılmaktır planım.

Konunun manâ ve ehemmiyetiyle ilgilenmeyi dağdaki çobana, manken kızlara ve Yılmaz Özdil okumak marifetiyle içlerindeki "öteki" gıcıklığını "güneş gözlüğü, dar bluz, kalpaklı Atatürk imajı giydirilmiş Türk bayrağı" objeleriyle ifade etme yolu seçen "modernlere" bırakıyorum.

Oyum Seçmettin Özdelege'nindir.

Erdem Abaka - 20 Mayıs 2011 (10:29)

Sayın Abaka verdiğiniz bu hayırlı karardan dolayı zatınızı partim ve şahsım adına kutluyorum. Yalnız ve güzel ülkemize hayırlı uğurlu olsun.

Lâkin -haddim olmayarak- 12 Haziran sabahı yapacağınız etkinliklerin "fosura fosura" kısmını bir daha gözden geçirmenizi partim ve şahsım adına tavsiye ediyorum. Malûmunuz olduğu üzre seçim yasakları var, fosururken atmosfere salacağınız gazlar "ispirtolu içecekler" kapsamında değerlendirilebilir.

Hem hane halkından "el kızı" diye tabir edilen şahıs fosuran bir kocayı pek lâtif bulmayabilir. Yine malûmunuz üzre, meditasyon kıymetindeki bu meretin makbulü, yalnızken veya gürültülü müzik eşliğinde yapılanıdır.

Tabii hemen akabinde, bulunulan lokasyona ani ziyaretçi ihtimali de düşünülerek, bacak bacak üstüne atarmış gibi yapmak suretiyle sıkışan grizuyu minderle vucüt arasından tahliye etmek veya bizzat kalkarak gazeteyle yelpaze yapmak suretiyle odanın havasını tahammül edilebilir limitlere getirmek de bahusus vatandaşlık görevidir.

Saygılarımızla, arz olunur.

Bilgi için → Faydalı bir eser: Osuruk nasıl husule gelir?

Seçmettin Özdelege - 20 Mayıs 2011 (12:46)

Boş Oy Partisi'ne oy vermek istiyorsanız şunlardan birini yapabilirsiniz:

Sandığa gidip oy pusulasında Boş Oy Partisi yazan yere mührü yapıştırısınız (varsa tabii)

Sandığa gidip mührü kullanmadan oyunuzu sandığa atarsınız (ki pek tavsiye edilmez, biri evet mührünü istediği partiye basıp oyunuzu kullanabilir)

Sandığa gidip evet mührünü tüm partilere basabilirsiniz (hem böylece tüm partileri bir nebze sevindirmiş olursunuz)

Netekim, evde yellenmek veya kıllı bölgelerinizi kaşımak suretiyle oyunuzu Boş Oy Partisi'ne göndermeniz mümkün değildir.

Boş Oy Partisi yüzde 70 çekse tüm partiler "amanın bu nasıl iştir" diye sandalyeden yuvarlanır. Yüzde 70 evinde yellense "aman ne uyuz millet" der geçerler.

Matematikte (ve bilgisayar dilinde) "sıfır", "boş küme" ve "mevcut olmama" durumlarının aynı anlama gelmemesi gibi yani.

Boş Oy Partisi, Felsefe Kolu, Murahhas Azası:

Seyfettin Boşol - 20 Mayıs 2011 (13:28)

Doğrusunu isterseniz ben meseleyi bu boyutuyla ele almamıştım sayın Özdelege. İsabet buyurduğunuz gibi bahsi geçen eylem pek hoş karşılanmayabilir. Bu sebeple anılan eylemimden vazgeçtiğimi, planlarımı değiştirip göbeğimi kaşıya kaşıya yayılmak suretiyle seçim neticelerinin yayınlanacağı saate kadar avarelik edeceğimi aziz halkımızın bilgisine arz ederim.

Meditasyon bir başka bahara kalsın.

Erdem Abaka - 20 Mayıs 2011 (14:04)

Partimizin kıdemli murahhas azası sayın Boşol'un da isabetle tespit ettiği veçhile, evde oturup kaşınma-rahatlama nevii faaliyetler, partimizin program ve tüzüğünde de sarahatle açıklandığı gibi, ceza sahası içinde yapılacak 9 kusurlu hareket kapsamına girer.

Bu sebeple, eli kalem tutan azalarımızın bizzat sandık başına gidip, yanında götürdüğü flamaster kalemle, kifayet edebildiği kadarıyla tabii, Boş Oy Partisi'nin amblemini çizip, reyini onun üzerine basması, "haftanın golü" değerinde bir hareket olur.

Göbekle diz arasındaki halis mıntıkayı kaşıma ya da grizu tahliye işi ondan sonra. Mesai saati bitiminde. Mümkünse yalnızken.

Seçmettin Özdelege - 20 Mayıs 2011 (19:22)

Gün boyu yayın yapan ve dağı taşı gürültüye parazite boğan belediye hoparlörlerine bir de bu seçim otobüsleri eklendi, şenlik tamam oldu.

Bir seçim yapmamız isteniyor sanırım, ama neyi-kimi seçeceğiz, seçtikten sonra ne olacak, bunu çözemedim. Hazine yardımıyla kiralanmış otobüslerin tepelerindeki azman hoparlörlerden sabah akşam kafamızın bikrini izale eden o gürültünün hangi şarkıcılara ait olduğunu bile anlayamıyorum. Siyaseten neyi savundukları ve ola ki seçilirlerse bize ne yapmak istediklerini de o şarkılardan mı çıkarmalıyım, hiç çözemedim. Belki de bildiğim türküleri çalıyorlardır ama cozurtudan sözleri anlaşılmıyor ki.

Siyasi rekabetin benzeri çok az görülmüş mafiozi yöntemlerle yürütüldüğü, parti yöneticilerinin kâset skandallarıyla siyasetten tasfiye edildikleri bir ortamda oyumu hangi partiye verirsem bu pislikle arama mesafe koymuş olurum?

Bütün bu rezaletlerden nasıl bir ders çıkarmalıyım?

Oyumu biti kanlanınca karısını boynuzlamayan adamların yönettiği bir partiye verirsem, yoksula aş, işsize iş, mutsuza düş meselesi hallolur mu?

Bana ne elâlemin uçkurundan? Kardinal mi seçiyoruz, milletvekili mi?

Madem öyle, bunlar bizi böyle kaz yerine koymaya devam ettiği müddetçe, ben de oyumu -hep olduğu gibi- bu seçimde de Boş Oy Partisi'ne vereceğim.

Memlekete hayırlı olsun.

Durmuş Düşünür - 22 Mayıs 2011 (16:52)

Önümüze konulan berbat tabldotu tek olası seçenek gibi sunan sisteme, "ben bu yalanları yutmuyorum" demek o kadar da zor değil. Bunu yaparken "biz kaç kişiyiz" ya da "yüzde kaçız" gibi yılgın sorularla kafamızı bulandırmadan, en azından doğru olanı yapmak adına…

Bugün için teker teker göstereceğimiz irade, medyanın ya da partilerin ya da reklam kampanyalarının karşısında çok cılızmış gibi görünebilir. Ama hiç bir şer odağı, ne kadar organize olursa olsun, insan vicdanından daha güçlü değildir.

Bakınız, tam bu esnada gözbebeğimiz rol modelimiz Avrupa'da neler olmakta:

"Bütünüyle şiddet karşıtı olan bu hareket, genç-yaşlı, kadın-erkek bütün İspanyolları, iktidarı on yıllardır sırayla paylaşan sağ ve sol her iki partiye birden karşı çıkmaya, yerel seçimlerde oy vermemeye çağırdı. Karşı çıktıkları haksızlıklar, 2008 krizinde ağır yara alan İspanyol ekonomisinde işsizliğin yeniden %20'yi geçmesi, 25 yaşından küçüklerin yarısından fazlasının işsiz olmasıyla sınırlı değil. Artan sosyal eşitsizlikleri ve kapitalizmin giderek cangıl düzenine dönüşmesini şiddetle eleştiriyorlar. Siyasetçileri, kendi çıkarlarını ve kariyerlerini her şeyden üstün görmekle suçluyor, siyasetçi sınıfıyla sermaye çevrelerinin yakınlığını teşhir ediyorlar."

Haksızlıkları kabul etmeyin, başkaldırın! (Ahmet İnsel - Radikal)

"31 yaşındaki Albert Flores ise burada yaşananların Ortadoğu'dakinden farklı olduğunu düşünüyor. Fidel Castro'nun "Bakalım NATO ıspanya'yı da bombalayacak mı?" lâfı meydanda dolaştığında, "şartlarımız aynı değil biliyorum. Ama kalbimiz oradakilerden yana" diyor. Sosyal medya kanalıyla haberdar olduğu bu isyana katılıyor çünkü yurttaşlar değil, bankalar için çalışan sistemin değişmesi gerektiğine inanıyor. Sandığa gidip boş oy atacakmış. Halihazırdaki politikacılarla aynı fikirde olmadığını söylemenin yolu bu ona göre."

"Hak vermemek mümkün değil. Zira benim de gördüğüm o ki; meydanları dolduranların çoğu ya hiç sandığa gitmiyor, ya boş oy kullanıyor ya da oyunu küçük, idealist partilere veriyor."

İspanyol baharı (Nermin Yıldırım - Radikal)

Necdettin Efendi - 24 Mayıs 2011 (10:11)

Bu haberlerden hareketle "ya hiç oy vermeme" ya da "boş oy atma"nın aynı anlama gelebileceğine dair yaptığım çıkarıma dayanarak "sandığa hiç gitmeme" özgürlüğümü kullanmak istediğimi bir kez daha belirtmek isterim.

Yaptığım şeyin "uyuzlukla" ilgili olmadığına dair bir ifade duysam, kendime sorduğum "acaba yanlış mı yapıyorum, uyuz muyum, göbek kaşımak muzır ve adaba mugayir bir hareket midir?" sorularına rahatlatıcı bir cevap verip konu gündeme geldiğinden beri hissettiğim sıkıntı nedeniyle aldığım Prozac'a başlama kararımı tekrar gözden geçirebilirdim.

Güneşli bir seçim sabahı "başlarım lan sizin seçiminize" diyerek sandığa gitmeyecek milyonlar topluca pikniğe gitse bilumum seçim bezirgânı sandıklarını, kâsetlerini, seçim arabası ve hoparlörlerini ne yaparlardı çok merak ediyorum.

Erdem Abaka - 24 Mayıs 2011 (11:53)

12 Haziran Pazar gününüzü huzur içinde geçiriniz sevgili Erdem beyciğim. Uyuz değilsiniz. Bu kaşıntı rejimden kaynaklanan alerjik bir tepki.

Önemli olan, bu zelil rejimin bize seçenek diye sunduklarının (paradigma, ideoloji, doktrin, parti, mebus, kahraman, vidivodo) mukadderat olmadığının bilincine varmak ve "ama eğer oy kullanmazsanız ötekiler kazanır" gibi fıkra tadında tavsiyelere gönül rahatlığıyla gülebilmek. Gerisi lâf-ı güzaf.

Gündemin mana ve ehemmiyetine binaen,
program orkestramızdan buselik bir şarkı →
John Lennon - Working Class Hero

Haydi eller havaya!

Uyuz Mütehassısı Sarcoptes Efendi - 24 Mayıs 2011 (13:10)

Oy verecek vatandaş var ama o oyu hak edecek parti yok. Noter taahhütlü parti programı olmadığı sürece yani vaat edilen hususlar yerine getirilmediğinde şiddetli bir hapis cezası cezası verilmediği sürece bu sisteme oy moy yok.

Saim Yardımcı - 5 Ağustos 2012 (15:09)

Seçim sathı mailine bu sefer biraz erken girildi. Merak ediyorum acaba sayın Boş Oy Partisi genel başkanı bu seçimlerde ne yapacak? Mevcut partilerden biriyle seçim ittifakına mı girecek yoksa gene kendi partisine mi oy verecek?

Naim Çağlayan - 28 Ekim 2013 (13:00)

diYorum

 

Durmuş Düşünür ve onun gibiler neler yazdı?

67
Derkenar'da     Google'da   ARA