Patronsuz Medya

Delilik şeylerim

Ahmet Büke - 20 Temmuz 2004  


patlıcan

babam bu sene bahçeye patlıcan ekti. nanelerin arasına. uzun iki ocak patlıcan. suyu gördükçe azdılar. nasıl çiçek döktüler. olunca tüm mahalleye yeterler vallahi. ama bir türlü büyümüyorlar. ya da bana öyle geliyor.

"bunlardan gözünü ayırmayacaksın. her akşam üzeri sulayacaksın" dedi.

biliyorum oyalanayım diye yapıyorlar bunu. kafam boş kalmasın maksat.

birbirimize bakıp duruyoruz.

yaprakların arasından mor burunlarını görüyorum.

"büyüyün lan, adiler."

pek yüz göz olmak istemiyorum aslında. çünkü alışırsam, seversem, ayrılamazsam onlardan nasıl yiyeceğim patlıcanlı böreği? hem közleyip salata yapacak annem. ipe dizip kurutacak. günahsız azizler gibi pencereye asacak onları. ocaktan kokuları yayılacak. kızaran soğanların arasında ağlayacaklar. ince ince terleyecek sırtları.

karıklarında dikkatlice yürüyorum. zararlı otları söküyorum. yapraklarında karıncalar dolaşıyor bazen. tek tek topluyorum, komşunun bahçesine bırakıyorum onları.

komşunun bahçesi

Çok bakımsız. karıncalar yüzünden mi bilmiyorum. ot bitmiyor, Allah'ın otu yâni. sadece uzun saplı dikenler var. canım bir kibritle tutuşturmak istiyor. alevler yükselsin. ben onların üstüne bineyim. kızıl atların üzerinde bir çocuk. bahçede dört nala. ellerimde uzun kılıçlar. karınca ordusu peşimde.

"ileri, daha ileri. atılın aslanlarım!"

mor atım şahlansın istiyorum. dökme toplardan patlıcanlı gülleler komşunun yekpare kapısını dövsün.

"güm, güm de güm…"

komşunun kapısı

Çok sağlam. geçen gece zorladım. tornavida kırıldı bana mısın demedi. omuz geçirdim. sese ışıklar yandı. dikenlerin arasına attım kendimi. gece karınca yürür mü? burnumun üstüne yürüdüler. ellerim delik deşik oldu iğnelerden.

komşunun karısı

hırsız, evet gerçekten hırsız. deli diyeceğim ama mahallede o kadro dolu. altı üstü yok hırsız bal gibi.

gece. iyice geç ama. sabaha yakın hatta. kapı açılıyor. terliklerini çıkarıyor. öyle yalın ayak. ortalığı dinliyor. adım adım iniyor merdivenden. pencerelere doğru bakıyor. kedi gibi kokluyor ortalığı. sonra duvarı aşıyor. bizim bahçeye sıyrılıyor. doğru benim patlıcanların arasına. elini serin yaprakların arasına daldırıp yokluyor. birini seçip "çıt" kırıyor sapından.

ben nanelerin içine uzanmış oluyorum o zaman. yanıma basıyor çıplak ayaklarını. onu öldürebilirim. nasıl da kıyıcı, acımasız. acımasız kadın. saçları topuklarına kadar değiyor. onu topuklarından çekip yanıma düşürebilirim. toprak durduruyor beni. ama patlıcanlarım azalıyor her gece.

patlıcanlarım

saydım otuz yedi tane kalmış. arkadan üç beş daha gelir. babam eksilenleri fark etmiyor. aslında anlatırım da ayıp geliyor bana. hem komşunun camına tırmanıyorum diye yine bağlarlar ayaklarımı. susmalı. susmalı ama bu sene bahçeden hiç patlıcan toplanmayacak böyle giderse.

sus canım, bana ne…

diYorum

 

Ahmet Büke neler yazdı?

527
Derkenar'da     Google'da   ARA