Bu ahir zamanda daha neler öğreneceğiz kim bilir. Derkenar osmanlı tokatı gibi bir site, sanki yaşam boyu eğitim merkezi.
Teşhircilikten femene terfi ettik; femeni öğrendik öğrenmesine de bu femen kızları hâlâ nasıl öğrenemedi meme göstermenin modası geçmiş bir protesto şekli olduğunu. Anlamak mümkün değil.
Yahu, Adem babamız Havva annemiz neden atıldı cennetten bu dünyaya, şeytan yine şeytanlığını yaptı da yasak ağaçtan yemediler mi? Havva annemiz yedirmedi mi ayvayı (pardon yanlış oldu, elmayı), Adem babamıza görmediler mi birbirlerinin tenasül mıntıkalarını, örtmediler mi incir yaprağı ile ayıp yerlerini?
İnsanlığın yaradılışından beri ayıp yerini gösterince zaten doğal (organik) protesto olmuyor mu? (0-6 yaş grubunda olanların sayı suyu yok.) Ama işi bozan, vay vay vay be, testesteron hormonu. Bundan kadınlarda var mı? Yok. Tamam kızım, sen protestonu yapıyorsun, anladık, uyarıda bulunuyorsun, yol gösteriyorsun, ama bir kesimde de azgın teke otu etkisi yapıyorsun.
Fırtınadan önceki sessizlik gibi, niye sessiz bunların memleketlerindeki feministler, kadın hakları dernekleri, kadına sahip çıkan sivil toplum örgütleri kardeşim, hııı? Kadın vücudunun protesto amaçlı da olsa bir meta gibi sergilenmesinin önüne geçecek olan sadece protesto yapılan ülkelerin polisleri midir?
Zaten o protestoyu da heyecan içinde görmeye çalışırken saniyelik bir haberle geçiştiriveriyor televizyonlar. Ne protestoyu anlıyoruz ne habere doyabiliyoruz, femen kızlarını kollarından çekerek götürürlerken arkalarından baka kalıyoruz. Haber kanallarını da bu konuda şiddetle protesto ediyorum. Gollerin ağır çekimi var da femenlerin neden yok?
Dünya alem ağacını, heykelini, parkını giydirirken bu kızlar neden böyle soyunarak protesto ediyor ki?
Şimdi protesto modası var. Yarın Bombing (yün bombacısı) pasif sosyal tepki hareketi parklar ve ağaçlar olmak üzere kamusal alanları örtü ve dantellerle kaplamayı ön gören bir direniş şekli. Hadi yine hop dönüp geldik mi incir yaprağının yünlü fenomenine. Azizim bu kızları da giydirin, bizi günaha sokacaklar.
Bu arada, bu femen meselesini gündeme getirerek şu mübarek salı gününde abdestimizi bozduran "Necdet" nikneymli yazara da bir çift sözümüz var:
Değerli yazar, libidonuza sağlık, o memelerden taşan felsefî derinlik dediğiniz şey, beyininizin sizi aldatmasıdır. Hatta göz yanılsamasıdır. Nasıl hatırlamazsınız ve tanımazdan gelirsiniz, onlar hepimizin ilk lokantalarıdır. Lütfen bize söyler misiniz, bu yazıyı aç karnına mı yazdınız? Yatmadan önce ılık bir bardak süt umarım iyi gelecektir. Çünkü memesini emen (yani sütünü içen) karnı tok yazar, mışıl mışıl uyur. Ama biraz gazlı cazlı olur.
Yok mu bir vatan evlâdı bu işi çözecek, bu makus talihi değiştirecek?
Yok mu, yok mu, ellerde femenler var da bizde yok mu?
Yazınızdan anladığım kadarıyla bizde de femen kızları görülmeye başlamış ama siz bizi yanıltarak tercihinizi orijinalden yana kullanmışsınız, yerlileri pek tutmamışsınız. Halbuki biz sizin aldığınız eğitim, talim, terbiye itibariyle yerli malı haftası kutlayan bir kuşaktan geldiğinizi biliyoruz. Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı (beğenmeli) formatıyla yetişmediniz mi? Lütfen yerli kızlarımıza ezik muamelesi yapmayalım. Malzeme bu, ne yapalım. Simetrik, kalkık olanı vardı da göstermediler mi yani? Boyama konusunda her kızımızdan sanatçı olmasını bekleyemeyiz.
İçsel enerjilerini dışa vururken başlangıç aşamasında olmalarından kaynaklanan bir savrulma yaşamışlar, bu da boyamalarına yansımıştır. Protesto etme heyecanı işte.
Basketbol tezahüratı bilmediğimden futbolla dile getirdim duygularımı.
Ukrayna Ukrayna duy sesimizi, bu gelen bizim kızların ayak sesleri.
İşi bilenler ne der? Protesto eylemlerinde uygulanan yöntemler, genelde uyarıcı ve yol gösterici nitelikte olmalıdır. Yapılan protesto eylemlerinde, sosyal, ekonomik, kültürel faktörlerin eylem şekillerinin belirlenmesinde etkili olduğu söylenir.
Bakın size faktörleri içeren bir örnek; sağ elinizi ileri doğru uzatın baş parmağınızı işaret ve orta parmağınız arasına yerleştirin, elinizi yumruk yapın, bileğinizi aşağı yukarı sallayın. Bakın siz şimdi bir protestocusunuz. Karşınızdakini protesto ediyorsunuz. Hadi yine hop dönüp geldik mi Adem babamızın malûm yerine. Toplumumuzda bu hareket sosyal kültürel temaları içinde barındırmaktadır. Al işte âlâsından protesto.
Bakın biz burada yine yerliyi savunuyoruz. Yoksa sağ elini ileri uzatıp avuç içi yüzünüze bakacak şekilde orta parmağını kaldırıp diğer parmakları avuç içinde toplamaktan oluşan çok popüler hale gelen, yerli gençlerimizin de kullandığı yabancı protesto şeklini asla desteklemiyoruz.
Zaman zaman televizyonlarda izliyoruz yabancı ülkelerde futbol fanatikleri rakip takım taraftarlarını veya siyasetçileri protesto eden gruplar, protesto eylemini yaparken pantolonlarını indirip protesto ettikleri kişilere totolarını gösteriyorlar. (Tabii tv'de flu olarak.) Pratik, mobil, doğal, donda taşınabilir, kuru üzüm stoklarına ihtiyaç duyulmayan, yalnız delikanlıların harman olduğu yerde pek tutulmayan protesto şeklidir. Ben de sizin gibi ümitliyim, toplumsal bilinçsizlik olgunlaştıkça, haney haney haney, işte meydaney, delikanlı totocular neredesiniz haney, eşliğinde ortaya çıkacaktır diye beklemedeyim.
Ayrıca ricamız, mahalle kahve ahalisinin boynuna da kışkırtılmış erkeklik yaftasını asmayalım.
Siz hiç kırsal kesimin çok bilinen ve sevilen türkülerinden olan her vatan evlâdının ezbere bildiği…
Dam üstünde un eler,
Tombul tombul memeler,
Memeler baş kaldırmış,
Kavuşmuyor düğmeler
Zalım gelin, zalım zalım(Buradaki "ı" harfi zalimliği bir derece daha sertleştirirken, sertliğin nerelere varacağı bilinmiyor)
… türküsü eşliğinde koşmadınız mı? Hem söyleyin hem koşun. Bir deneyin nasıl motive olacaksınız.
Ya da…
Koynunda memelerin erik dikeni gibi,
Açılıp saçılmışsın deniz yelkeni gibi,
Çatlamış dudakların susuz topraklar gibi,
Alev alev yanarsın kuru yapraklar gibi
Hadi bakalım bu türküyü dinledikten sonra görselliğe gerek yok (femen kızları) şuur altınıza gıdı gıdı yapan mesaj gitti mi?
Hadi şimdi koşun bakalım, koş baba koş. Nereye kadar?
Ya da…
Yosmam salla,
Salla salla gül memeler çağlasın
Yer yerinden oynasın
Orta gelir grubu kentsoylu şarkıda da mesaj ayni. Hareket bir nesnenin fark edilmesini sağlıyor. Bu devinimsel salınım karşı tarafta da hareketlenmelere sebep oluyor. İlmî izahı bu olsa gerek.
Şimdi gelelim mevzuya: Mahalle kahve ahalisi ne yapsın? Otomobilinin bujisi meme yapmış. Bilmecesi var: Uçan memeli. Savaşçısı var: Amazon, tek memeli. Pazarda satılır sutyeni, ikizlere takkeli.
Eeee bu kantar da bu sikleti çekmez. Ver çoşkuyu ver çoşkuyu sonra da ahali de televizyonda femenleri görünce, haliyle "var ya bunları bir yatıracaksın" diye başlar toplumsal bilincini açığa vurmaya.
Ömer Hayyam ne demiş?
Ko karşımıza beyazını, pembesini, güzelini,
Sonra da dön de ki, ona bakma buna bakma,
Dolu tası eğri tut
Ama içindekini dökme
Bakış açısı farklılığı, nesneleri adlandırma, sende de var bende de var durumu; bence şair Ümit Yaşar Oğuzcan memeli şiirinde tebarüz etmiş. Şair bu şiiri ile konuya derin ve dipten son noktayı koymuş.
Memeli Şiir
Kız memesi: Gönül yarası
Kadın memesi: Elma irisi
Erkek memesi: Üzüm kurusu
İster inanın ister inanmayın
Benden söylemesi
Memelerin şahı
Basur memesi
Acaba femen kızları bu şiiri bilseler, memelerinin şahını protesto aracı olarak kullanırlar mı?
Eğer bu var sayım gerçekleşir ise bilgi çağı toplumunun (ortaya karışık; cep telefonu, tablet ayped, ayfon, bilgisayar, televizyon, vs) bol radyasyonlu erkekleri değişen ahval ve şerait içinde dahi vazifelerini muhafaza ve müdafa edebilecekler mi?
Marks and Spencer kardeşlerin seksîst manifestosu eğer yukarıdaki uygulama yapılırsa protesto yönteminde yeni bir devrim olarak addedilir mi?
"Femen kızlarının sutyen askılarından başka kaybedecekleri bir şeyleri yoktur" sloganı zamanın dinamizmi içinde evrilerek; "femen kızlarının bikini altlarından başka kaybedecek bir şeyleri yoktur" şeklinde tarihteki müşahhas yerini alır mı?
Çalıştırın kaşalotu biraz, bazı filimlerde olduğu gibi yorumu okuyuculara bırakıyorum.
Bu arada unutmayalım, toplumsal bilincin dışa vurumu ve gelecekten ümitli olmamız için mahalle kahve ahalisi bu sefer ne der?
Rumuz: Kulaklara Fısıldayan Adam
* * *
Hamiş: Sayın Editör bu benim ilk yazım. Korkuyorum, üşüyorum, titriyorum. İmlâ hatalarım yazım hatalarım, noktalama işareti hatalarım olabilir. Yayınlamayı uygun bulursanız ben de bir halt ettim diye sevineceğim. Yazım aslında "Göster kızım femenlerini… Hey maşşallah!" başlıklı yazı hakındaki uzun yorumumdur.
Fotoraftaki kowboy şapkalı hanım efendinin lokantaları da hakikaten öksüz doyuran cinstenmiş abi. İnsan bir ukraynalı kızların lop yumurta ölçüsündeki femenlerine bir de bu yengeninkilere bakıyor, e pes walla diyor, adeletin bumu dünya, kimine kavun kimine kelek. Nasıl bilinçlenmeye limki şimdi?
Kahrolsun bağzı şeyler.
Editör, bu yazıyı yayınlamazsan sana da yuh!
Yıldo - 4 Aralık 2013 (20:18)
Kimi dertten içermiş kimi neşeden, kimi cam bardaktan kimi şişeden. Ağız tadına ve meşrebe göre değişirmiş yani işretin ve işvenin lezzeti.
Ben meselâ, sosyal içerikli mesajları düz beyaz kâğıttan ya da reklamlı bannerli internet sayfalarından değil de şu naçizane yorumuma iliştirmiş bulunduğum türde medyalara bakarak öğrenmeyi tercih ederim.
O zaman aklıma daha iyi giriyor. Tekrar tekrar okuyor, asla sıkılmıyorum.
Rent Acar - 15 Aralık 2013 (09:41)
Orhan Dirim neler yazdı?
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.