Patronsuz Medya

"Başım sağolsun" muş

Osman Bolat - 12 Ekim 2003  


Telefonum gecenin tam ortasında bangır bangır çalıyor, "şer'dir şer" dedim ki "şer" miş. Telefondaki ses üvey babamın öldüğünü söylüyor.

Pek de bayılmazdım kendisine ama her ölenle biraz üzülmek gerek. Sabah erkenden düştüm yollara. Saat On. İstanbul trafiğini hiç bu kadar akıcı görmemiştim.

Yolculukları oldum olası severim, bir şeyler görebildiğim sürece de yolculuk esnasında uyumam. İyi ki düşmüşüm yollara mevsimlerin nasıl değiştiğini göremeyecektim, metropolün ağaçları hep yeşil.

Yol kenarlarında inek otlatan bandikli kadınlar gördüm, bebeleri kucaklarında. Kadınlar gördüm, sırtlarında Mısır sapı ya da çalı taşıyordu. Cefalı vefalı Anadolu kadını, nasırlı elleri öpülesi kadınlar. Geçimden başka derdi, tasası, kaprisi olmayan kanaatkâr kadınlar. "Emeğin ak elleri kolay gelsin yükünüz hafif olsun" dedim içimden. Tarlalar gördüm, üzerinde otlar sararmakta yeni ekilmekte ya da ekilmiş. Dağlar gördüm, tablodan çıkmış gibi. Kayalıkları sıyırıp gitmekte kıvrıla kıvrıla tren yolu. Mezarlıklar gördüm; bakımsız, dikenler sarmış, mezarlar gördüm; sırtını meşeye dayamış.

Boynum tutulmuş sağa bakmaktan. Yolcular deli yürek Kenan'ı izliyor. "Keşke dedim, dürbünü değil, dünyayı seyretselerdi" .

"Aman sana ne be adam" diyecektim ki, arka koltukta oturan bebek kulağımdan asıldı. Dönüp baktım, o kadar güzel bakıyordu ki kıyamadım. Tutup öptüm bisküvi kokan o elleri.

diYorum

 

Osman Bolat neler yazdı?

84
Derkenar'da     Google'da   ARA