Patronsuz Medya

Radi Fiş ile hasbelkader

Macit Cününoğlu - 12 Aralık 2010  


Nazım Hikmet'in arkadaşı Rusyalı yazar Radi Fiş ile hasbelkader İstanbul'da tanıştım. Birkaç günde eşi ile birlikte evimde konuk oldular. Hafızam beni yanıltmıyorsa 92 yılıydı.

O tarihlerde çöken Sovyetler'de dillere destan olan bir espriyi Radi Fiş benim de bulunduğum rakı masalarında ballandıra ballandıra anlatıyordu… Muhabbet sosyalizmin yeniden tarifi üzerineydi ve "Sosyalizm kapitalizmden kapitalizme giden uzun ince ve çetin bir yoldur!" ironisini büyük bir zevkle aktarıyordu!

İşte değerli "Derkenar" okurları, yaşadığım o günler bendenize 70'li yılları hatırlattı. Daha açıkçası DİSK'i, rahmetli A. Baştürk'ü ve keskin sosyalist Yücel Yaman'ları…

Önemli Not: Bendeniz o kadar önemli bir kişi değilim, o tarihlerde sadece hesap ödeme gücüm vardı ve eski yoldaşlarım şöhretlere sunulan konsomatrislik görevini malî gücüm nedeniyle bana lütfetmişlerdi! Hikâyenin devamını ilerleyen günlerde paylaşmak üzere…

Yorumlar

Macit Bey, Radi Fiş benim için çok özel yeri olan bir yazar. Eminim birçok Derkenar okuru için de öyledir. Anılarınızı bizimle paylaşmak isterseniz çok seviniriz.

Seyit Balkuv - 12 Aralık 2010 (22:51)

Sayın Balkuv, öncelikle Merhaba. Radi Fiş yalnız sizin için değil bir kuşak için çok önemliydi. Hatta "Nazım'ın Çilesi" adlı eseri gençlik yıllarımızın bir solukta okunan kitapları arasında yer alıyordu. Bu arada izninizle bir düzeltme yapayım, yukarıda belirttiğim tarih 92 yılı değil, "91" yılı olacaktır. Çünkü değerli R. Fiş YÖN yayınlarından çıkan "Mevlana" adlı kitabını 12 Kasım 1991 tarihinde imzalayıp şahsıma vermişti. (Bu nedenle özür dilerim, söz konusu kitabın imzalı sayfasına şimdi baktım.)

Gelelim kel alâka bendenizin Radi Fiş ile buluşmasına…12 Eylül öncesi DİSK'e bağlı bir sendikada hasbelkader yöneticilik yaptım. Doğaldır ki bu görevimiz beraberinde sendikal alanda dostlar kazandırdı. İşin dedikodu kısmını bir tarafa bırakıp sadede gelirsek, yine hafızam beni yanıltmıyorsa Kültür Bakanlığı o tarihlerde R. Fiş ve eşini kısa bir süreliğine Ankara'ya davet etmiş. (Herhalde bir kültür aktivitesi için olsa gerek.) Ve söz konusu süre sonuçlandığında ev sahipliği görevini merkezi İstanbul'da olan TYS (Türkiye Yazarlar Sendikası) üstlenmiş. İşte bu aşamada eski bir dostum (Radi ve eşinin Moskova'dan da yakın dostu) kısa bir süreliğine İstanbul'da konuklara yoldaşlık yapmamızı istedi. Çünkü TYS'nin rezervasyon yaptırdığı otelin süresi bir hafta sonra başlıyormuş. (Üsküdar Kanaat Lokantası yanındaki bir otel, adını hatırlamıyorum.) Sonuçta efendim, Radi Fiş'in kadim dostu ve benim de eski dostum bu süreçte bir adım geri durdu mu!

* * *

Kusura bakmayın değerli S. Balkuv "1500" lük limit dolmuş, tefrika gibi aktarmak zorunda kaldım. Hoş geriye de söylenecek fazla bir şey kalmadı ama…

Tahmin edeceğiniz gibi bir hafta süre ile dost meclislerinde yenildi içildi ve bol bol Radi Fiş dinlenildi…

Benden bu kadar dostum. Eğer Radi neler anlattı diyorsanız, takdir edersinizki yaklaşık 20 yıl öncesinden söz ediyoruz. O tarihlerde de henüz bugünkü gibi dinleme ve dinlediğini kaydetme numaraları yoktu! Doğaldır ki yaşlı hafızamda iz bırakan her konuşmayı da buralara taşımam söz konusu olamaz. Çünkü geçmişime ve yaşadığımız o şerefli günlere saygısızlık olur.

Ayrıca bendeniz o kadar "yaman" biri de değilim, kendi halinde okuyup yazmaya çalışan "Se Se Ke" emeklisi sıradan bir vatandaşım. Ancak size söz, yaşam bizi bir yerlerde karşılaştırırsa Radi'den bir kaç kelâm aktarırım, elbette şifahen… Özellikle de Radi'nin meşhur "Babıali" mize neden "Puştlar Akademisi" dediğini…

Saygılarımla Sayın Balkuv. Umarım beklentilerinizi boşa çıkarmamışımdır. Derkenar'ın değerli okurlarında da özür dilerim, sıradan anılarımı ortalığa saçtığım için.

Macit Cününoğlu - 13 Aralık 2010 (09:37)

Bizim gibi adamların anıları da sıradan olur. İstemeden de olsa daldık dedikoduya… "Nurlar içerisinde yat Radi Usta, iyi ki tanıdım sizin gibi değerli bir Nazım dostunu" diye not düşmeyi dahi unuttum. Lütfen affola.

Macit Cününoğlu - 13 Aralık 2010 (15:42)

diYorum

 

Macit Cününoğlu neler yazdı?

323
Derkenar'da     Google'da   ARA