Patronsuz Medya

Hocalarımız Düdük Yılmaz, Lâz Galip, Güccük İsiin, Emin Abi'ydi

Kenan Özkaya - Ocak 2002  


Beni yaşatan, yaşama bağlayan geçmişe duyduğum özlem… Bugünü yaşamakta zorlandığım için belki de…

"Bugün" bana keyif vermiyor. Yapay geliyor bana.

Düşünebiliyor musunuz çocukluğunuzun ya da delikanlılığınızın en güzel günlerini? Yaşayabiliyor musunuz?

HACIHÜSEYİN'DEKİ eski mezarlığın çimenleri üzerinde tuttuğumuz güreşleri, Kız Meslek Lisesi'nin arkasındaki PULCU BAHÇESİ diye adlandırdığımız dik bahçede yokuş aşağı çiş yaparak toprağı ıslatıp kayak yapışımızı," Hangimiz daha fazla uzağa?" diyerek yaptığımız sidik yarışını, ÖZÜLLÜK (Orman Gülü) ağacından yaptığımız PATLANGUÇLARI, sonbaharın tatlı rüzgârıyla yükseklere salıverdiğimiz uzun kuyruklu HARTAMA uçurtmalarımızı ve ÜÇ TEKERLEKLİ TAHTA ARABALARIMIZI nasıl unutabiliriz?

Hiç unutmam, Osman Nuri'den HACI HÜSEYİN HAMAMI'na doğru inen sokakta sağlı sollu bahçeler hep mandalina ağaçlarıyla doluydu. Geceler bizim için bulunmaz bir zamandı. DİZMAN'IN EMİN elindeki fenerle mandalina ağaçlarını ışıtır, biz küçükler hemen faaliyete geçer, koyunlarımızı sarı sarı mandalinalarla doldururduk.

Delikli paralar vardı o zamanlar. Yüz para mıydı neydi adı? İki adet delikli parayı birleştirir, PEYNİR ŞEKERİ alırdık Bakkal ABAZA BAHRİ Amca'dan. Bugünkü gibi "bu para geçmiyor" demezdi bizlere.

En çok UZUN EŞEK ve ÇELİK ÇOMAK oynardık. Ne bilgisayarda chat vardı ne de İnternetteki oyunlar…

Sinemalarda YILMAZ GÜNEY filmleri vardı.

GEDİKKAYA GAZOZU patlatılırdı yazlık sinemalarda.

Kızlar yoktu etrafımızda. Yüzümüz kızarırdı çoğu zaman.

Öğretmenler vardı okullarda. Öğretmen odaları vardı, bir yıl boyunca kapısından içeri girmeye cesaret edemediğimiz.

Pantolonlarımız İspanyol paça, ceketlerimiz geniş yakalıydı. Subay şapkası gibiydi okul şapkalarımız.

Düdük Yılmaz, Lâz Galip, Güccük İsiin, Emin Abi'ydi hocalarımız.

Ülke sorunları ilgilendirirdi bizleri," Biri Bizi Gözetliyor" değil.

"Darağacında Üç Fidan" ağlatırdı bizleri, "Film Gibi" değil.

Ne yapayım, "bugün" bana keyif vermiyor elimde değil işte. Beni "geçmiş" yaşatıyor.

* * *

diYorum

 

Kenan Özkaya neler yazdı?

354
Derkenar'da     Google'da   ARA