Patronsuz Medya

Rıza Bey Aileevi

Tarık Dursun K. - 1957

Künye - Tarık Dursun K. Rızabey Aileevi, sayfa 65, 66, 67
Oğlak Yayınevi, 1996

Tarık Dursun K.'nın ilk romanı. İlk baskısı 1957 yılında yapıldı. İzmir'in yazılmış en güzel romanlarından.
(Kitabın iç kapağından)
Kaynak: Sanat Dünyamız,
Üç Aylık Kültür Dergisi, Yıl:22, Sayı:64, 1997, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık

Gönderen: Ahmet Büke  


Salı günü Kemal'i göremedim. Bir ara Şakir Usta'nın yanındaydı; sonra n'oldu, bilmiyorum.

Semahat'ların tarafa geçtim. Kemal'i sordum.

"Babamla beraber gittiler…" dedi.

"Nereye gittiler?"

"Kerim Usta geldi, götürdü…"

Al başına derdi… Kerim Usta, Kemal'e de Şakir Usta'ya da işlemişti.

Eşrefpaşalı'yı aradım; yok. Kürd Salih'e baktım; yok. Tezgâhları çıraklara emanet etmişler, gitmişler. Daha birkaç usta da meydanlarda yoktu. Dokudakiler, boyadakiler… İpliktekiler…

Hani çarşambaya idi? Müdüriyet binasına yöneldim. Baktım; oradakilerin hepsi de. Toplaşmışlar, çekişiyorlardı.

Şakir Usta ortalarda sıkışmış Kemal'le çağırdım.

"N'oluyor Şakir Usta?"

Yüzü terden ıpıslak; "Görüyorsun Tahsin kardaş…" dedi.

"Neyi görüyorum?"

Arkadaşlar hep toplaştık. Memduh beyden saatlere zam isteyeceğiz."

"Delirmişsiniz. Kim diyor bunu?"

"Ben diyorum…" dedi Kerim Usta. Çıktı aradan, geldi.

"N'olacakmış yani?" dedi.

Bakıştık.

"Sen bu işe karışma Tahsin…" dedi. "Biz biliyoruz n'apacaamızı…"

Kemal'le göz göze geldik. Şakir Usta'nın omuz başında dimdik duruyordu.

Etrafımı öbür ustalar çeviriverdiler. Kürd'le Eşrefpaşalı kendilerini tutmasalar, daha oracıkta halledivereceklerdi beni.

"İyi düşünün Kerim Usta, "dedim. "Bunu ucu fenaya gider."

"Bas git lan…" dedi Kürd.

Eşrefpaşalı ayaklarımın ucuna tükürdü, döndü.

Kıyıya durdum. Şakir Usta, Kerim Usta, Eşrefpaşalı, boyamadan lâz, bir de tanımadığım bir usta; müdüriyete girdiler. Ötekiler kaldı.

Kemal'e; "Sen bari bulaşma bu işe…" dedim.

"Bulaştık bir kere…" dedi.

"Çık be! Seni bağlayan mı var?"

"Çıkamam…" dedi.

Ustalar müdüriyette zam isterler, öbürleri de dışarıda bekleşirken, fabrikanın kapısına üç araba arka arkaya durdu. Kemal'i kolundan çekip sürdüm.

"Nereye be?" dedi.

"Yürü! Başın derde girecek."

Ayak diredi. Sustalıyı çıkardım.

"Anam avradım olsun vururum seni şuracıkta. Yürü!"

Bakışımdan korktu, yürüdü. Arka kapıdan hızla çıktık. Koşa koşa otobüse geldik.

diYorum

 

59
Derkenar'da     Google'da   ARA