Patronsuz Medya

Hızlı Gazeteci

Kutsi Akıllı - RHdergi.com


Kefal yemi hamurdur. Hamurun içine onlarca sinek iğnesi konur ve kefal, yemi yutmak yerine, diderek yemesine rağmen, bunlardan en az 4-5 tanesine yakalanır.

Necdet Şen'in "Hızlı Gazeteci"si de, tam bir kefal oltası. Okurken, içinizde bir yerlere, bir olta iğnesinin takıldığını hissediyorsunuz.

Dünyayı kurtarmıyor, kötü adamları elleriyle adalete teslim etmiyor, cinayetleri çözüp, evrenin çökmemesi için boyutlar arası kapıları korumuyor. Sadece yaşamaya çalışıyor. Türkiye'de yaşamaya çalışmanın bile, hele de kültürel birikiminiz varsa ve zekiyseniz, nasıl "Kafkaesk" bir maceraya dönüşebildiğinin kâğıda dökülmüş şekli "Hızlı". Onu okurken, yıllar önce, tatil oteli havuzunda, yanımdaki adamın arkadaşına dediği geldi aklıma:

- "Öyle diyorsun da, bah, ohuyan da havuza giriyor, ohumayan da".

Aslında süper güçlü canilerden çok daha yaman ve kalabalık düşmanları var onun.

"Birey kendi başına son derece sağlıklıdır. Dışarıdan gelen etkiler onun ruh sağlığında problemler yaratarak dengesini bozar" fikrini savunan psikoloji ekolünün bayrağı gibi Hızlı. Olmak istediği ile olduğu, yapmak istediği ile yapabildiği arasındaki mesafenin yarattığı iç hesaplaşma, onu mutsuzluğun sarmalına itiyor. İdealize düşüncelerin insan zayıflıklarıyla karşılaşması sonucu aldığı yenilgileri kendi yenilgileri olarak algılayan bir ruh yapısına sahip. Bunun bilincinde olmasına rağmen aldığı darbe onun sarsılmasını etkilemiyor. Bilinçaltında genlerimizle taşınan "iri, güçlüdür" kabulünün modern zamanlarda ne kadar kolayca tersine dönebildiğini sayfa sayfa okuyabiliyorsunuz. "Harcadıkça insansın", "Başarıya giden her yol mübahtır" gibi günümüz trendi ön kabullerden uzak kalmaya gayret eden kahramanımız, bunun bedelini, fazla beklemeden ödemeye başlıyor.

Yurt dışında uzunca bir süredir kullanılan ve orta yaş üzerindekileri de çizgi romana çeken düşünce balonlarının kullanımını mükemmel başarıyor.

S-R'den (Etki - Tepki, Stimilus - Respond) çıkıp S-O-R (Etki - Düşünme - Tepki, Stimilus - Organizma- Respond) düzeyine çıkan çizgi roman sayesinde kahraman olaylara refleksle değil, araya koyduğu düşünce ile, var olan tecrübeleri ve o durumun ileriye olan etkisini hesaplayarak cevap veriyor. Bu da onun karakter yapısını anlatırken yaşamındaki arka planı ve kabullerini de açıklıyor.

Kadınlarla, toplumla, çalışma hayatıyla ilişkileri onu, fazladan herhangi bir hareket yapmadan kahraman durumuna sokuyor. Toplumda otomatikleşmiş olan hareket biçimlerini sorgulaması onun macerasının ne kadar tehlikeli boyutlara varabileceğinin göstergesi zaten. Paketlenmiş, tüketime hazır, takım elbise tarzındaki yaşam kalıplarına uzak kalarak bir çizgi roman kahramanı olurken, mutluluk denilen izafi duyguyu da çıkmayı nadiren başarabildiği yokuşlara sürüyor.

Hızlı Gazeteci'deki en başarılı nokta ise Manik - Depresif durumlardaki karikatürizeler. Karikatürizeyi çok iyi ve dozunda kullanan Necdet Şen, kahramanını bir anda "küçük dağları yaratan adam"dan "böcek"e dönüştürüp, ruh halini tam olarak yansıtabiliyor.

Geçen yıllar onu eskitemedi ve Abdülcanbaz, Ustura Kemal gibi büyüklere yönelik efsaneleşmiş çizgi romanların arasına girmeyi başardı "Hızlı". Hem yaratımında gösterilen özenle, hem de kahramanlığı kendisi yapmayıp, yaratıcısının üzerine yıkarak. Ben, Necdet'ten önce, çizgi romanı yüzünden dayak yiyen bir çizgi romancı duymamıştım.

Gelelim bir şeyi en kolay anlatmaya yarayan "gibi"lere. Bonelli'den daha yetenekli diye tanımlayabileceğim bir diyalogcu Necdet. Düşünce balonlarıyla öyle kapılar açıyor ki, kimi yerde Mister No'nun, kimi yerde Örümcek Adam'ın iç dünyasına dalıyorsunuz. Corto Maltese'yi seven herkes sevecektir derdim ama, sanırım Corto Maltese'yi bilen hiç kimse, Hızlı'yı atlamış olamaz.

Milazzo zevki veren, atmosferi tam anlamıyla yansıtan bir çizgisi var. Çizgi romanın çizgi ya da aksiyon olduğunu düşünenlerden değilim. Bence çizgi roman, atmosferdir. Yazı ve çizgi birbirinin içinde yüzmesi gerektiğine inanırım. Birini çıkarttığınızda az önce önünüzde devleşen sayfaların öksüz çocuklar gibi ağlamaya başladığını hissediyorsanız, o, çizgi romandır.

"Hızlı Gazeteci", Parantez'den çıkan, Sandman kadar sağlam bir çizgi roman serisi. yüzyılımıza düşmüş bir Ken Parker gibi. Gırgır ya da Pişmiş Kelle neslinden Engin Ergönültaş'ı, Deli dergisinden Sencer ve Gani'nin "Balat Öyküleri"ni sevenler için kalite olarak, eczanelerde dedikleri gibi, "muadili". Yine de kaçırmanızı tavsiye ederim. Alev Alatlı'nın kitapları gibi, bunlar da biraz, "tehlikeli".

(Kaynak: RHdergi)

diYorum

 

515
Derkenar'da     Google'da   ARA