Radikal'deki ropörtajınızı okudum. Yaşam felsefeniz oldukça güzel. Ben de sizin gibi düşünüyorum. Bu çarkın parçası olmak istemiyorum. Tıp fakültesini bitirdim. Ama bu koşullarda doktorluk yapmak istemediğim için en azından uzmanlık hakkını kazanana kadar göreve başlamayacağım.
Ama yapmak istediğim şeyler için ve biraz da kendimi tatmin amaçlı bir süre çalışmak zorundayım. "Kendi peşimden gittim" deyişiniz çok hoşuma gitti. Sonra "küçücük bir odada hiç kimseyle görüşmeden, nadiren sokağa çıkarak, çoğunlukla kitap okuyarak, ya da karşı duvara bakıp hiç bir şey yapmadan, en fazla düşünerek geçirdim zamanımı" diyorsunuz. Ben 4 yıldır aynı şeyleri yapıyorum. Bazen kendimi çok yalnız bîçare hissediyorum, bazen çok kötü biri olduğum kanısına varıyorum, çünkü çok zaman çoğu kişilerle kavgalardayım. Çok eleştiriliyorum, hem ailem hem arkadaşlarım tarafından (pek fazla değiller zaten). Kimselerle görüşmediğim, kendimle ilgilenmediğim, onlara fazla zaman ayırmadığım için.
Sonuçta ben kendimin iyi bir insan olmadığım kararına varıyorum, bundan sonra daha dışa açık olmaya karar veriyorum. Ama yine beceremiyorum.
Sizi daha önce duymamıştım. Radikal'deki yazıyı görünce biraz kendime benzettim. Sizinle bir şeyler paylaşmak istedim. Kafanızı şişirdiysem özür dilerim.
Ayrıca siteniz çok cessur. Bundan sonraki takıntım sizin siteniz olacaktır.
Lütfen bana yaşam konusunda yardımcı olur musunuz?
i-mail'im: hasbiyem73@yahoo.com
Mesajınızı bekleyeceğim. Hoşçakalın, dostçakalın.
Merhaba Hasbiye.
Kötü birisi olduğunuzu düşünüyorsanız, muhtemelen bunun kökeni ailenizin size karşı vaktiyle (ve şimdi takındığı tavırda) yatıyor olabilir. Size yeterince şefkat göstermemiş olabilirler. Suçluluk duygusu berbat bir şeydir, bilirim ve ne yazık ki bazı ana babalar çocuğunu başına gelmiş bir kaza olarak görür.
Ama ben size yaşam konusunda büyük büyük lâflar edemem. Sadece herkes gibi olmak ve çoğunluğun yaptığını yapmak zorunda olmadığınızı, bu konuda kendinizi suçlu hissetmemenizi, sizi suçlayanların da muhtemelen suçluluk duyguları içinde kıvrandıklarını bilmenizi isterim. Bir insanın gizli yüzünü görmenin yollarından biri de onun en çok neyi ve kimleri suçladığına bakmaktır. Herkes aslında kendi bilinçaltını suçlar. Herkese şirin görünmek zorunda da değilsiniz. Beğenmeyen oğluna almasın.
Bilincinizi özgürleştirmenin yolu sevmekten geçer: kendinizi ve herkesi, her şeyi…
Sevmeyi öğrenmelisiniz. Ne çizgilerim ne de başka bir şey sizde saplantıya dönüşmesin. Ben ne doktor ne de kurtarıcıyım. Kendinizi hırpalamayın. Beni de Güzin Abla olarak görmeyin.
Gününüz güzel geçsin.
Necdet Şen - 17 Ocak 2001
ya seni tanıyamadım… çok alakalı bir zamanda bu mesajı gönderdin… kimsin
Hasbiye - 19 Ocak 2001
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.