Erich Fromm - 1964
Künye - Erich Fromm, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı, 1964,
Sayfa: 125-126-127-128-129,
Çeviri: Yurdanur Salman, Nalan İçten,
Payel Yayınevi, 7. Basım, Kasım 2008
Seçme yeteneğimiz yaşam deneyimlerimizle birlikte sürekli olarak değişir. Yanlış kararlar vermeyi ne kadar uzun sürdürürsek yüreğimiz o ölçüde katılaşır; ne denli çok doğru karar verirsek yüreğimiz o ölçüde yumuşar -- daha iyi söylersek o ölçüde canlılık kazanırız. (…)
Özgürlük "sahip olduğumuz" ya da "olmadığımız" sürekli bir özellik değildir. Aslında bir sözcüğün, soyut bir kavramın dışında "özgürlük" diye bir şey yoktur. Yalnızca tek bir gerçeklik vardır: Seçmeler yapma süreci içinde kendimizi özgürleştirme eylemi. (…) Yaşamın uygulanmasında seçme özgürlüğünün derecesi her an değişir. İyiyi seçme özgürlüğümün derecesi büyükse iyiyi seçmek büyük bir çaba gerektirmez. Küçükse çok büyük bir çabayı, başkalarının yardımını ve elverişli koşulları gerektirir.
Bu olguya klâsik bir örnek kutsal kitapta Firavun'un İbraniler'in serbest bırakılması isteğine karşı gösterdiği tepkidir. Firavun kendisinin, halkının başına gelen ve gittikçe çoğalan acılardan korkmaktadır; İbraniler'i bırakmaya söz verir; ama tehlike ortadan kalkar kalkmaz "yüreği katılaşır" ve gene İbraniler'i serbest bırakmamaya karar verir. Firavun'un tutumunda asıl önemli olan, yüreğinin katılaşması sürecidir. Doğru yolu seçmekten kaçındığı sürece yüreği katılaşmaya devam eder. Ne denli acı çekerse çeksin bu öldürücü gelişmeyi durduramaz; sonunda kendisinin ve halkının yıkımına yol açar. Firavun'un yüreğinde hiç bir değişiklik olmaz; çünkü yalnızca korkuyla karar vermektedir; değişiklik olmaması yüzünden de yüreği gittikçe katılaşır; sonunda kendisinde seçme özgürlüğü diye bir şey kalmaz. (…)
Yüreğin katılaşmasının öyküsüdür onun öyküsü. Bir ahlâksal yenilgi onu ikinci bir ahlâksal yenilgiye götürür; sonunda dönüşü olmayan bir noktaya sürüklenir. (…)
(…) Bu insanların yaşama sanatında başarısızlığa uğramalarının nedeni, yaratılıştan kötü ya da istenç gücünden yoksun olmaları yüzünden daha iyi bir yaşam sürememeleri değildir; başarısızlıkları yolun ikiye ayrıldığı noktada durdukları, bir karar vermelerinin gerektiği zaman uyanıp gözlerini açmamalarından doğar. Yaşamın kendilerine bir soru getirdiğinin, yanıt verme seçeneklerinin henüz ellerinde olduğunun farkında değillerdir. Yanlış yolda attıkları her adımla, yanlış yolda olduklarını kabul etmeleri gittikçe güçleşir; bu da çoğunlukla o ilk yanlış noktasına dönmeleri gerektiğini, boşu boşuna zaman ve enerji harcamış olduklarını kabul edememelerinden doğar.
Yaz be Usta, tam da zamanı. Yürekler katılaşmaktan öte nasırlaştı.
Nedir bu acılar, nedir bu çektiklerimiz? Lütfen izah et.
Saygılarımla.
Macit Cününoğlu - 13 Ekim 2015 (16:05)
Sayın Cününoğlu, isteğinizi Erich Fromm'a ilettik. Kendisi, 35 yıldır ölü olduğunu ve artık bir şey yazacak mecali kalmadığını belirtti. Gene de ilginizden dolayı teşekkür ediyor.
Bu isteğinizi halen hayatta olanlara iletmenizde yarar olabilir.
Saygı bizden.
Ulrich Fromm - 14 Ekim 2015 (11:53)
Haklısınız Usta, Erich öleli 35 yıl olmuş… Benim demem o ki hiç mi mirasçısı yok?
Macit Cününoğlu - 14 Ekim 2015 (17:03)
Mirasçıları parsayı bölüşme aşamasında birbirlerine girmiş, şimdi hiç biri diğeriyle görüşmüyormuş. Zaten aralarında Erich Usta'nın kitaplarını merak edip okuyan da yokmuş.
Dünya böyle be usta, alem höt olmuş…
Ulrich Fromm - 14 Ekim 2015 (22:40)
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.