Patronsuz Medya

Sohbet etmeyi unuttuk!

Cengiz Yücak - 20 Mayıs 2002  


Sohbet etmek ve gülmek insanın doğasında vardır ve yaşamın tadıdır. Anlamıdır. Zoraki olmadan, içten gelen bir duyguyla sohbet etmek ve gülmek, tamamıyla beynin rahatlığı ve konsantrosyonu ile ilgili bir davranış biçimidir ve de kendisini normal olarak gören bir insanın olmazsa olmazıdır.

Bilim adamlarına göre; Ruh sağlığının en iyi ilâcı konuşmak ve gülmekmiş… Çevremi şöyle bir tarıyorum; içten gelen bir duyguyla doya doya gülen insanları göremiyorum ve bu da beni kaygıya düşürüyor "acaba tüm insanlarımızın ruh sağlığı iyiden iyiye bozuldu mu" diye.

Sorarım size; En son, karnınızı tutarak ve hatta yerlerde yuvarlanarak ne zaman güldünüz? Ne zaman bir arkadaşınızla yüz yüze veya telefonda tatlı bir sohbet yaptınız ve konuşurken kahkahalara boğuldunuz?

Gülmeyi ve tatlı tatlı sohbet etmeyi unuttuğumuz ve günlük rutin yaşamımızda, bunlar için özel bir vakit ayırmadığımız bir gerçek. Oysa gülmenin ve konuşmanın, sanılandan çok daha önemli olduğu ve stresi anlamlı ölçüde azalttığı da ayrı bir gerçek. İçinde bulunduğumuz olumsuz ekonomik şartlardan dolayı, insanlarımız günü birlik düşünmeyi ve sadece o gün için yaşamayı kabullenmek zorunda kaldılar.

İşte size sıradan bir telefon konuşması;

- Abi selâm.
- Selâm.
- Nasılsın?
- İdare eder.
- O iş ne oldu?
- Olacak.
- Mutlaka olmalı, yoksa biteriz valla!
- Tamam merak etme.
- Hadi görüşürüz.

Hangimiz gün içinde bu ve buna benzer onlarca konuşma yapmıyoruz? Hangimiz iş haricî olarak sadece sesini duymak için özel bir dostumuzu arıyoruz? Herkes, karşındaki kişi ile görüşmeden önce, bu görüşmenin getireceği artı veya eksi menfaatleri hesaplar duruma geldi. Artık insanlar arasında karşılıklı veya karşılıksız sevgi saygı dayanışma fedakârlık hak getire ve yine artık herkes "sinekten yağ çıkarma"nın hesaplarını yapıyor. Gerek siyasi, gerek ticarî ve gerekse tüm günlük ilişkilerde artık belirleyici olan; vatan, milet sevgisi ve idealler değil, kişisel oranlarda sağlanacak maddî menfaatlerdir.

Bu yöntemle; günlük çıkarlar sağlayabiliriz siyasî iktidarlar elde edebiliriz rakip olanları yok edebiliriz, ama bilinmelidir ki bu iğrenç yöntemler, hızla bizi "insan" yapan değerlerimizden uzaklaştırıyor ve maddî rantların kazanılmasına rağmen aynı hızla manevî kayıplara uğrayarak ruhsal çöküntülere doğru yelken açıyoruz.

Bırakın artık günlük ve küçük hesaplara göre "Kapıcı Kasım" gibi kasım kasım kasılarak hareket etmeyi ve hemen dostlarınızı arayın sohbet edin fıkra anlatın ve bol bol gülün hem de göbekten…

Geçenlerde okumuştum, bilim adamlarına göre bunu yapmak için çok çok önemli tıbbî nedenleriniz bile varmış. Sohbetin, mizahın ve gülmenin, kan basıncını düşürüp endorfin hormonunun açığa çıkmasını sağladığı söyleniyormuş. Endorfinler beyine etki ederek kişinin kendisini mutlu hissetmesini sağlıyormuş… Gülmek, ayrıca kan dolaşımını düzenleyerek kalbi, sinir sistemini ve bağışıklık sistemini güçlendiriyormuş… Siz kendiniz gülmeseniz bile sohbet edip fıkra anlatmak da endorfin salgılanmasını sağlıyormuş ve diğerlerinin gülmesi de sizi olumlu etkiliyormuş… En etkili gülüş şekli ise göbekten gelen gülüşmüş ve bu şekilde gülmenin ruh sağlığına inanılmaz olumlu etkileri varmış…

Hadi daha ne duruyorsunuz; sarılın telefonunuza hemen arayın en çok sevdiğinizi en fazla değer verdiğinizi "sohbet etmek ve gülmek için hemen geliyorum" deyiverin ama sakın ha sakın iş ve paradan bahsetmeyin önce ruh sağlığı gerisi nasıl olsa gelir…

(Kaynak: Güçlü Türkiye mektuplaşma grubu)

diYorum

 

499
Derkenar'da     Google'da   ARA