Patronsuz Medya

Demek istediğim buydu işte!

Necdet Şen - 30 Temmuz 2008  


Derler ya hep "bir fotograf bin yazıya bedeldir" diye, işte en canlı kanıtı.

Dün bu köşede "Nefret eden insan, içindeki kötülüğü büyütür" derken, anlatmaya çalıştığım şey tam da buydu.

Kelimelerimi aynı gün ete kemiğe bürünmüş haliyle bir önceki sayfada fotograf olarak görünce doğrusu çok keyiflendim.

Biliyorum, akla karanın AKP'ye karşıt ya da yandaş olmakla ölçüldüğü kaba münazara ortamında bu fotografa böyle bir yorum yapmak epeyce riskli.

Ucunda "Tayyip'e yağ yakıyor" diye damgalanmak da var.

Ama doğru bildiğimi de söylemek zorundayım.

Dünkü yazıyla anlatmak istediğim şey şuydu:

"Terör'ün panzehiri ancak Şefkat olabilir. Nefret'i değil, içimizdeki şefkati besleyip büyütelim."

En kolu kanadı kırık anında babasının kollarına sığınan bir çocuk gibi Devlet'in göğsüne başını koyan ak saçlı bir terör mağdurunun görüntüsü çözümün ipuçlarını da içinde barındırıyor.

Bu ülkede ve her yerde görmek istediğimiz fotograf bu işte.

Bugüne kadar vatandaşını düşman gibi algılayan Ali Kıran Baş Kesen Devlet'ten, Müşfik Devlet'e geçişin simgesi gibi.

Yanlış anlaşılmayacağını ümit ediyorum; bu fotograftaki Devlet'i temsil eden kişi Deniz Baykal da olabilirdi, Devlet Bahçeli de, Ahmet Türk de.

Ya da şu an kestiremediğim birileri.

Sonuç değişmezdi.

Nefretin sıradanlaştırıldığı, kimliklerin çatışma üzerinden tarif edildiği toplumdan Kenetlenmiş Toplum'a geçişin belgesi gibi bu fotograf.

Başbakan'ın yerinde olsam bu fotografı cep telefonuna ya da bilgisayarına duvar kâğıdı yapardım.

Hiddetlenip höt zöt etmeden önce bakıp kıyaslardım hangisi daha iyi diye.

Bu şefkatli yaklaşım Devlet tarafından içselleştirilebildiği ölçüde sapasağlam ayakta duran bir toplumuz demektir. Ne Terör ne de başka bir şey yıkabilir o zaman bizi.

Umarız bu fotograf lânetleme devrinin bitişinin ve kucaklama devrinin başlayışının simgesi olarak belleklerimizde hep kalır.

Bu fotografın verdiği mesajı umarız ki resimdeki kişiden başlayarak tüm Devlet erkânı doğru okur.

diYorum

 

Necdet Şen neler yazdı?

51
Derkenar'da     Google'da   ARA