At üstündeki ecdadımız

Mustafa Muammer Elöz - 25 Kasım 2012   t?m yaz?lar?

---

İlk başladığı dönem iki ya da üç kez, 3-5 dakika seyrettiğim bir televizyon dizisi için kıyafetler, dekor, karakterlerin tavırları ve en önemlisi kullanılan dil ile ilgili (16. yüzyılda 21. yüzyıl Türkçesi ile yapılan sohbetler vs) öylesine eleştirel bir hal oluştu ki bende, "amaan, seyretmezsin olur biter" diyerek unuttum gittim diziyi.

Hürriyet gazetesinin internet sayfasında bu gün "Muhteşem Yüzyıl'a ağır eleştiri" başlığını, praym ministerin asabî bir fotografı ile birlikte görünce, "hayırdır inşallah!" dedim kendi kendime.

Sanırım praym minister de benim gibi hoşlaşmamış ki diziden vermiş veriştirmiş:

"… Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz, her yerle biz de ilgileniriz ama bunlar televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o 'Muhteşem Yüzyıl' belgeselindeki gibi tanıyor. Bizim öyle bir ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni tanımadık. Biz öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Bunu çok iyi bilmeniz, anlamamız lâzım…"

Buraya kadarını okuyunca, içeriğindeki bilginin doğru olup olmadığı hakkında (30 yıl at sırtında gezinme durumu) bir fikrim olmamakla birlikte "Olabilir" diye düşündüm, "Praym minister de bir seyirci. Beğenmez ve eleştirebilir" .

Ama sayın praym ministerin beyanının devamı mükemmel:

"Ve ben o dizilerin yönetmenlerini de o televizyonun sahiplerini de milletimizin huzurunda kınıyorum. Ve bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyorum…"

Demek ki neymiş "ilgililer uyarılmış". Senarist, yönetmen, oyuncular filân mı acaba bu ilgililer? Kimse "Pardon, size ne?" diyememiştir tabii ama her halde diziye bu minval üzere devam etmişler ki, bir sonraki adıma gelinmiş.

Fitne-fesat düşünenlerin aklına hemen gelmiştir ama, talimat verme durumu filân yok kardeşim! Yalnızca "gerekli" kararın verilmesi bekleniyor.

Nasıl ama ileri demokrasi? Peeh, peh!