Patronsuz Medya

Nereye? Sen neredeysen oraya!

Evrim Altuğ - Radikal, 11 Mayıs 2001  


Necdet Şen, kentsoylu sorunsalları sürekli görselleştirdi ve güncelledi.

'Nereye?' Uzak Asya yollarında yayan yapıldak bir iç yolculuğun öyküsü Necdet Şen, Parantez Yayınları, 2001, 263 sayfa.

* * *

Vaktiyle, -tabii bildiğim kadarıyla- tüm iletişim öğrencileriyle genç gazetecileri ('Hızlı Gazeteci', 'Bacı', 'Keloğlan', 'Déja Vu' ve 'Değişim Rüzgârı' gibi) çizgi roman tefrikalarıyla peşinden koşturmuştu Necdet Şen.

Bir ara Joker'de göründü; kayboldu. Sonra bu özlenen çizgiler, Remzi Kitabevi'nde kitaplaştı. Müdavimlerin arşivlerine dahil olan serüvenleriye 'Hızlı Gazeteci', çizerine fiziksel olarak hiç mi hiç benzemiyordu. Hızlı Gazeteci, kendisini tanıdığına kanaat getirenler için insanlık ve dürüstlük adına çalışan / ya da daha çok tembellik eden medya kökenli bir 'karşı casus'tu. Bir Oblomov'du. Ya da kediydi. Gözlemcilik onun en yoğun duyusuydu.

Bu mütevazı kent dervişi daha sonraları, seksen sonrası 'Değişim Rüzgârı'na yönelttiği zehirli tarama uçlarını, medyanın bağımlı bağımsız organlarındaki günlük haberlerin arasına serpiştirdi. Şen, deneme tadındaki yapıtları, 'haiku' yoğunluğundaki metin bantlarıyla yaşam, insan, gündelik hayat ve yabancılaşma gibi kentsoylu sorunsalları sürekli görselleştirdi ve güncelledi. O çizgiler, neredeyse hayata dair küçük bir bulmaca köşesi gibiydi.

Ve Necdet Şen bir gün, arkasında yalnızca okurlarının 'Nereye?' sorularını bırakarak ortadan kayboldu. İşte bu naçiz özet, okumayı düşüneceğiniz kitabın altyapısı olmaya çalışıyor.

Çizer Necdet Şen'in Uzak Asya yollarında yaptığı öncesindeki iki, sonrasındaki tek kişilik yolculuğunun güncesi niteliğindeki 'Nereye?' kitabı, okurun damağında Uzak Asya'nın tüm tadlarını, tatsızlıklarını, yabancılığını ve tahrik gücü yüksek bilinmeyen kalıpların ürperticiliğini bırakacak bir etki taşıyor.

En az çizgisi kadar gerçekçi düşünebilen Şen, Taftan Çölünde 'birdenbire' başlattığı yolculuğunu anlattığı satırlarında İran'ın kentlerinden Katmandu'nun yoğun ve egzotik atmosferine kadar uzanmakla kalmıyor; aynı anda kendi içine de çıktığı son derece yalın bir yolculuğun güncesini tutuyor.

Kalemindeki içten ve 'beat'mek bilmez kesintisizlikle, kitabın sırtına yazılı 'Hindistan'a uzanan gerçek bir seyahat' gibi 'klişe' bir cümleyi bertaraf edebilme başarısına erişen yazar - çizer, bu kitabıyla bir anlamda okuruna, kendisine ve en önemlisi bireysel tarihine olan borcunu fazlasıyla ödediğini gözler önüne seriyor.

Bölümler ve günler-geceler şeklinde, hayli belgesel/sinematografik bir yapıda kurgulanan 'Nereye?' kitabı, sonuna ilişmiş renkli fotograf albümüyle de yaşananlara etten kemikten suretler kazandırmakla kalmıyor; okurun seyahat boyunca yazarla birlikte olma duygusunu da kat be kat körüklüyor.

diYorum

 

50
Derkenar'da     Google'da   ARA