Burak Eldem - Marduk, 26 Ocak 2005
Sonunda Necdet Şen gibi, zihninde ve ruhunda biriktirdiklerini, hiç bir karşılık beklemeden sebil niyetine dağıtan, peygamber sabrı ve derviş olgunluğuna sahip bir yazar/düşünürü de küstürdü ya bu omurgasızlık, bu mental çürüme, bu etik tesbih böceği sendromu, helâl olsun.
Dört buçuk yıldır mesai yapar gibi (ve Necdet Abi Hayratı
misali beş kuruş kazanma kaygısı gütmeden) sürdürdüğü sitesi Derkenar'da, pazartesi günü çıkan yazısında: Zannettim ki, internet bu çürümüş basın ve televizyon dünyasının panzehiri, yeni ve pırıl pırıl bir iletişim kanalının beşiği olacak. Çok safmışım
diyor Şen ve devam ediyor:
Gerçek dünyayı romanların ve sinemanın dünyasıyla karıştırarak algılamışım. İşte bunu kulunuzun en ciddi yanılgısı olarak buraya not düşüyorum. Her fırsatta başıma kakabilirsiniz. İnternet, şu son dört buçuk yılda gözlemlediğim kadarıyla, geleneksel medyadan daha büyük bir ivmeyle kirlenen, çürük ilişkilerin, barbarlığın, cehaletin daha da kontrolsüz ve korkutucu boyutlarda kol gezdiği bir yer oldu. Hem de küstahlığın, kadir kıymet bilmezliğin, densizliğin birtıkmesafesine indiği, heves kaçırıcı, nadan, tatsız bir ortam. Yeni fikirlerin değil eski saplantıların ortalıkta dolandığı, safsataların ve iftiranın daha da çapsız kişiler tarafından, üstelik de takma adlarla, hiç bir sorumluluk almadan tekrarlanabildiği, insanların yine bildik saflaşmalar içinde gruplaşıp hırlaştıkları ilkel bir boğazlaşma, çakalların kurt postunda gezindiği bir leş didikleme ortamı.(Yazının tamamını okumanızı hararetle tavsiye ederim.)
Necdet Şen'i 17 yıldır tanırım. Ben Cumhuriyet gazetesinin koridorlarında yeni yetme bir yazar olarak dolaşmaya başladığımda, o çoktan kendini kanıtlamış, unutulmaz Hızlı Gazeteci
yle ortalığı hallaç pamuğu gibi atmış, ülkenin en ünlü çizerlerinden biriydi. Kariyer ya da bol para peşinde koşsaydı, şimdi plazalardan birindeki özel odasında Chateau Margaux'sunu yudumlayan ve Kızım bugün telefon bağlama, Joe Satriani dinlemek istiyorum birkaç saat
diyenlerden biri olabilirdi. Ama Derkenar'daki yazısında dediği gibi, hayalleri hiç öyle olmadı Necdet'in.
Günün birinde kalktı aniden Hindistan'a gitti. Uzunca bir süre sonra geri döndüğünde Nereye?
adlı kitabını patlattı hemen ve Ben geldim
dedi. İsteseydi, yine gürültülü bir Necdet Şen Revival
haline getirebilirdi o dönüşünü ama o her şeyi elinin tersiyle itti, gitti üç beş kuruş denkleştirip bir bilgisayar aldı ve internet'i anlamaya verdi kendini. Bir yıl gibi bir süre içinde HTML'den Java'ya, Flash'tan SSI'a kadar yalayıp yuttuğu gibi, bu yeni iletişim mecrasının potansiyel gücünü, kırk yıllık guru
geçinenlerden daha iyi kavramış ve analiz etmişti. Peki ne yaptı? Evinde oturdu, her gün mesai yapar gibi üşenmeden saatlerce çalışarak, Türkiye'nin görüp göreceği en nitelikli ama aynı zamanda en mütevazı ve tevekküllü bağımsız site
yi yarattı. Adına, Patronsuz Medya
dedi; onlarca yazar buldu çıkardı, binlerce tiryaki yarattı ama gidip sağdan soldan reklam toplayayım da üç-beş de yolumuzu bulalım diye düşünmedi hiç. Eğer öyle düşünecek olsaydı, Necdet Şen olmazdı zaten, başka biri olurdu.
En son üç yıl kadar önce görüştüğümüzde, internet dendiğinde gözleri parlıyordu. Bugün, şu boktan çürüme ve şu iflâh olmaz biçimde internet'e yansımış ruhunu çöpe atma
eğiliminin, siber yavşaklığın, ona da Yettiniz lan
dedirttiğini görüyorum.
Dedim ya, Necdet Şen'i tanırım; Derkenar'dan öyle kolay vazgeçmeyeceğini de çok iyi biliyorum. Ama içinde bir şeylerin, değerli Çin vazosu misali kırılıp dağıldığını anlamamak da mümkün değil. A Hard Rain's A-Gonna Fall
diyorum içimden; kitaplarına artık daha çok zaman ayıracağını söylüyorsa, sıkı bir yağmur geliyor demektir.
Aile AKP Ali Türkan Amerika Araba Aydın Beslenme Bilim Cem Karaca Cehalet CHP Cinsellik Çevre Çizgi Roman Çocuk Demokrasi Deprem Derkenar Devlet Dil Distopya Edebiyat Eğitim Ekonomi Erkek Fanatizm Felsefe Feminizm Gençlik Hayat Hayvanlar Hoyratlık Hukuk İnternet İslâm Kadın Kapitalizm Kedi Kemalizm Kent Kitap Kişilik Komplo Konut Kültür Kürtler Mavra Medya Mektup Meslek Militarizm Milliyetçilik Mizah Modernite Müzik Necdet Şen Nefret Nostalji Pazarlama Polemik Portreler Psikoloji Reklam Safsata Sağlık Sanat Savaş Sevgi Seyahat Sinema Siyaset Spor Şiir Tarih Teknoloji Telefon Televizyon Terör Toplum Tutunamayanlar Vicdan Yazmak Yalnızlık Yaşlılık Yergi Yoksulluk
Sitedeki içerik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile korunmaktadır. Yazılı izin olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, değiştirilemez, başka mecralarda kullanılamaz. Ancak, uzunluğu 200 kelimeyi geçmemek, yazar adı ve kaynak belirtmek ve bu sayfaya link vermek kaydıyla yazılardan alıntı yapılabilir.